"bir günlük" - Translation from Turkish to Arabic

    • ليوم واحد
        
    • يوم واحد
        
    • يوم من
        
    • لمدة يوم
        
    • بيوميات
        
    • يوما واحدا
        
    • يوميات
        
    • يومِ كاملِ
        
    • يومٌ واحد
        
    • يومٍ واحد
        
    • يوم عن
        
    • مذكرة جديدة
        
    • يومية مُفعمة
        
    • مسيرة يوم
        
    • مُفعمة بالمعنى
        
    Benim nilüferimin sadece bir günlük bileti var ve uçmuyor otobüse biniyor. Open Subtitles لدى لوتسي تصريح ليوم واحد فقط و لا تطير بل تأخذ الحافلة.
    Oraya gidip onu görmek için bir günlük izin istiyorum. Bir gün. Open Subtitles وأنا أريد خروج ليوم واحد لأذهب هناك وآراها.
    Gelecekte bir günlük yolculuğu başarı olarak mı görüyorsun? Open Subtitles هل تسمى نجاحنا ليوم واحد فى المستقبل نجاحا ؟
    Masters'in devlete verdiği bir günlük zarar bile bundan daha fazla. Open Subtitles ماسترز يتفوق على الحكومة بهذا القدر من المال في يوم واحد
    Çünkü eğer doğru söyleseydin sana bir günlük klinik işi verecektim. Open Subtitles لإنك إذا أخبرتني بالحقيقة.. كنت سأعطيك يوم واحد للعيادة هذا كذب
    Ona verdiğim her hap Daphne'nin cehenneminden bir günlük çıkış demekti. Open Subtitles كل حبة اعطيها لها .. كأنها يوم من الحرية من جحيم دافني
    Bu insanlar doğdukları yerden bir günlük yürüyüş mesafesinden uzağa hiç gitmediler. Open Subtitles هؤولاء القوم لم يبعدوا قط مسافة المشي لمدة يوم عن مسقط رؤوسهم
    bir günlük iş için hiç de fena değil, değil mi? Open Subtitles ليس سيئاً بالنسبة ليوم واحد من العمل، أليس كذلك؟
    Sanırım bir günlük yeteri kadarını duydun. Ayrıca, geç oldu. Open Subtitles أعتقد أنك قد سمعت ما يكفي ليوم واحد بالإضافة إلى أن الوقت قد تأخر
    Sadece bir günlük benim kölemdin. Open Subtitles ماذا تفعله هنا؟ كان عليك أن تكون عبدي ليوم واحد فقط
    Sizlere ekmek ve bira vereceğim ve bir günlük çalışmanız için bütün günahlarınızı affedeceğim. Open Subtitles سأعطيكم الخبز والشراب والغفران لجميع ذنوبكم مقابل العمل ليوم واحد
    bir günlük degil hergün. Open Subtitles أريد مثل هذا الحب خلال حياتي بأكملها وليس ليوم واحد فقط.
    Lise sonlar ne yapacak? En azından bir günlük... Spor müsabakası yapalım. Open Subtitles ماذا نفعل بشأن هذا , ما رأيكم فقط ليوم واحد
    Nadiren görülebilen bu bebek de en fazla bir günlük. Open Subtitles ونادرا ما لمحت هذا الطفل قد يكون عمره يوم واحد.
    bir günlük yemeğimiz kaldı ve her şeye inanmaya hazır konumdalar. Open Subtitles لدينا يوم واحد من الطعام المتبقي، وهم مستعدون لتصديق أي شيء.
    Asrın ortalarında 8 milyar -belki daha fazla- insan kentlerde veya kentlere bir günlük yolculuk mesafesinde yaşayacaklar. TED ففي منتصف القرن القادم سنغدو ما يقارب 8 مليارات نسمة تعيش في مدن تبتعد عن بعضها البعض مسافة سير يوم واحد فقط
    Ama bir günlük kömür bile normal bir 1 GW'lik termik santraldeki karbondioksit oranını feci bir şekilde arttırıyor. TED لكن يوم واحد من الفحم يضيف كميات مهولة من ثاني أوكسيد الكربون في منشأة الفحم المعتادة ذات الغيغاواط.
    bir günlük özgürlük 10 yıllık boyunduruktan daha iyidir. Open Subtitles يوم من الحرية افضل من عشر سنوات من الظلم
    bir günlük bir ara. Böylece doktorumuz sang görebilir. Open Subtitles لمدة يوم فقط ثم سيمكن لطبيبنا يُمْكِنُ أَنْ يفحص المتهمِ.
    Babam bir günlük tutardı. Open Subtitles لقد اعتاد أبى أن يحتفظ بيوميات
    Gardiyana verilen bir sigara, bir günlük itibardı. Open Subtitles سيجارة واحدة للحراس، تمثل يوما واحدا من الكرامة
    Babam her akşam yemekten sonra yazdığı bir günlük tutardı. Open Subtitles أحتفظ والدي بدفتر يوميات كتب فيه كل ليلة بعد العشاء
    Rub Al-Khalideki yarı yol kampına ulaşabilenlere ödül olarak bir günlük istirahat verilecek. Open Subtitles أولئك الذين يَبْقونَ لوُصُول المعسكرِ نصف الطريقِ في الربع الخالي سَيُكافئون باستراحة يومِ كاملِ.
    bir günlük mesele gibi bir şey olsun bu. Open Subtitles إن هذا اتفاق مدّته يومٌ واحد.
    Nome'den bir günlük yolculukla çoğunu toplayabiliriz sanırım. Open Subtitles اتخيل أنه بمقدرتنا أخذ الكثير منه بنزهة يومٍ واحد خارج نوم
    Bir başka yıl, yepyeni bir günlük. Open Subtitles سنة جديدة و مذكرة جديدة.
    Daha anlamlı bir günlük toplantı organize etmenin ilk adımı, özgün, tartışmaya yer açan bir amaç benimsemekten geçiyor. TED الخطوة الأولى لبناء تجمّعات يومية مُفعمة بالمعنى هو اعتناق غرضٍ محددٍ ومرنٍ وقابلٍ للنقاش.
    Muhtemelen bir günlük mesafede, yiyecek ve saklanacak yer arıyorlardır. Open Subtitles قد يكونوا على مسيرة يوم يبحثون عن طعام ومكان للإختباء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more