Ve buna ilk baktığımda, düşündüm ki, bunda hiç bir güzellik yok. | TED | عندما نظرت اليه للمرة الاولى ظننت .. انه خال من أي جمال |
Herhalde ileride bir güzellik uzmanı veya bir süper model falan olurum. | Open Subtitles | لقد أخذت دروس تجميل اعتقد أنني سأكون ملكة جمال أو عارضة أزياء |
Etrafımızda görünmez bir güzellik var. Her polen çekirdeği bir hikaye ile büyüyor. | TED | هناك الكثير من الجمال الغير مرئي حولنا وكل حبة لقاح لديها قصة ترويها |
Kariyerine on yıl boyunca devam edebilirsin on yıl boyunca mükemmel, değişmemiş bir güzellik. | Open Subtitles | قد تواصلي وظيفتك لعشرة سنوات عشرة سنوات مثالية من الجمال الذي لا يتغير |
Yardım için sağol. Sıska beyaz bir güzellik kraliçesi bir adamı ekibinin önünde kurtarırsa, bu onun ününü arttırır. | Open Subtitles | هذا سيساعد ممثل عندما تهب ملكة الجمال البيضاءلتُسارعبإنقاذه... |
Sonsuza kadar sürecek bir güzellik. | Open Subtitles | فكرة الجمال هي متعة الى الابد |
Özellikle de böyle bir güzellik abidesinin kucağındayken. | Open Subtitles | خاصةً وهي ملتصقة بشيء جميل كهذا |
Bu çamur kuyularında efendim nasıl bir güzellik bulabilir? | Open Subtitles | أى جمال يمكن لسيدى أن يجده فى هذه الحفر الطينيه ؟ |
Bu çamur kuyularında efendim nasıl bir güzellik bulabilir? | Open Subtitles | أى جمال يمكن لسيدى أن يجده فى هذه الحفر الطينيه ؟ |
Duyuların ötesinde bir güzellik vardır, Nefertiri, yeşil vadilerin ve durgun suların güzelliği gibi. | Open Subtitles | هناك جمال خلف المشاعر يا نفرتيرى الجمال مثل الوديان الخضراء الهادئه و المياه الساكنه |
Carlos'un görmemi sağladığı bir güzellik. | Open Subtitles | بالرغم من كل عيوبى جمال , قام باظهارة لى |
Meraktan soruyorum, sence bendeki doğal bir güzellik mi, yoksa şu | Open Subtitles | فقط بدافع الفضول، تَعتقدُ بِأَنِّي a جمال طبيعي أَو هذا مثل |
İçine giriyorsun, bir güzellik abidesi gibi. Çünkü ağaçları görüyorsun yeşil olan her şeyi görüyorsun. | Open Subtitles | تعال، يبدو مثل كاتدرائية من الجمال لأنك ترى الأشجار، |
5000 yıldır insan yaşamını kucaklamış, doğal ve vahşi bir güzellik. | Open Subtitles | انه بساط من الجمال الطبيعي ابهر البشر على مدى خمسة الاف سنة |
Bu akşam bir güzellik yarışması varmış. | Open Subtitles | هناك مسابقة ملكة الجمال الليلة |
Bu bir güzellik yarışması değil. | Open Subtitles | هذهِ ليست مسابقة ملكة الجمال |
Sonsuza kadar sürecek bir güzellik. | Open Subtitles | فكرة الجمال هي متعة الى الابد |
Özellikle de böyle bir güzellik abidesinin kucağındayken. | Open Subtitles | خاصةً وهي ملتصقة بشيء جميل كهذا |
Sence Ay, her günün bize bir güzellik... sunabileceğini hatırlatmak için... kötü zamanlarımızda bile her gece çıkan büyülü bir şey mi? | Open Subtitles | أتظن أنه قطعة من السحر يظهر كل ليلة حتى في الأوقات العصيبة ليذكرنا أن كل يوم يحمل الجمال بين طياته؟ |
Her gün kapıdan çıktığımda bir güzellik yarışması kazanıyorum ben. | Open Subtitles | كل يوم امشي فيه من الباب الأمامي، اربح فيه مباراة في الجمال |
Gördüğünüz gibi ben her şeyde bir güzellik bulurum. | TED | كما ترى، إنني أجد الجمال في كل شيء |
Bu zamansız bir güzellik. | Open Subtitles | "أني ألمح جمالٌ لايفنى" |
Ama ben onun gibi bir güzellik uzmanı olmak istiyorum. | Open Subtitles | لكن انا .. اريد ان اكون خبيرة بالتجميل تماما كنائبة المديره |