"bir gece bir" - Translation from Turkish to Arabic

    • ذات ليلة
        
    • في ليلة واحدة
        
    • وذات ليلة
        
    Biliyor musun, bütün burayı Bir gece bir menünün arkasına çizmiştim. Open Subtitles أتعلمين لقد رسمت هذا المكان على ظهر قائمة طعام ذات ليلة
    Bir gece bir adamı yere yıkabilmek için... üç kez vurması gerekti. Open Subtitles ذات ليلة ضرب رجلاً 3 مرات قبل أن يسقط,في الأيام الخوالي
    Sonra Bir gece bir partide bir adam geldi ve işte şöyle yatıyor, böyle yatıyor diye anlatmaya başladı. Open Subtitles لكن ذات ليلة كنا في حفل و جاء ذلك الشخص و بدأ يقول لقد ضاجعت من و من
    Bir gece bir varil bira içip, kampüs boyunca çırılçıplak koşmuşsun ve 58 insanı bir telefon kulübesine sıkıştırmışsın. Open Subtitles سمعت أنه شرب في ليلة واحدة برميلاً كاملاً من الجعة وقطع الحرم الجامعي بأكمله عدواً وحشر 58 بشرياً داخل حجيرة هاتف.
    Yok edilemeyeceğini sanmaya başlamıştım ki Bir gece bir sürü lambanın ışığı altında çalışırken kendi kendine öldü. Open Subtitles لقد إعتقدت أنه غير قابل للتدمير حتى مات أخيراً من تلقاء نفسه في ليلة واحدة بينما كُنت أعمل على ضوء لمبات عديدة
    400 yıl sonra... 1937'de Bir gece bir binanın kubbesi çöktü. Open Subtitles ذلك قبل 400 سنة وذات ليلة في عام 1937 جزء المدفن في إحدي البنايات إنهار
    Sonra Bir gece bir partide biri geldi ve şöyle yatıyor diye anlatmaya başladı. Open Subtitles لكن ذات ليلة كنا في حفل و جاء ذلك الشخص و بدأ يقول لقد ضاجعت من و من
    Bir gece... bir gece artık bundan hoşlanmadıklarına karar vermişler. Kaçmaya karar vermişler. Open Subtitles وذات ليلة، ذات ليلة قرروا أنهم سئموا من هذا، وقرروا الهروب
    Sonra bir gece, bir klüpte... Open Subtitles ثم ذات ليلة ، سأكون في نادي ليلي
    - Bir gece bir kâbus görmüştüm bana "her şey tamam" demen için seni uyandırmamıştım. Open Subtitles كان لدي كابوس ذات ليلة, و... ولم أوقظك لتقولي لي لا بأس
    Bir gece, bir tutam acı biberli işlenmemiş kakao içmek için davet edildi. Open Subtitles ذات ليلة ...دُعي لشراب كاكاو غير مصفّى ممزوجاً ببعض الفلفل الحار
    Bir gece bir başka ilk günahçı buldum. Open Subtitles ذات ليلة وجدت شخصاً ذو خطيئةٍ أصلية
    Bir gece bir fırtınayla uyandı. Open Subtitles ايقظه عاصفة ذات ليلة
    Bir gece bir röportajdan sonra, Open Subtitles و فى ذات ليلة بعد إجراء لقاء
    Graem'i Bir gece bir eve kadar takip etmiştim... Open Subtitles تتبعت (جراهام) إلى منزل ذات ليلة
    Gob Bir gece bir kadınla tanıştı. Open Subtitles قابل (غوب) سيدة ذات ليلة
    Çünkü Bir gece bir yere girerken hata yaptım ve içeride birkaç gün yattım ardından Üstad koğuşuma geldi ve beni eşek sudan gelinceye kadar dövdü. Open Subtitles لأنه في ليلة واحدة, تعثرت في هذا المكان, و أمضيت بضع ليالي, والسيد, أتى الى غرفتي,
    Mercanlar, birkaç farklı yolla doğar. En sık karşılaştığımız yol toplu üremedir. Yılda sadece bir gece, bir türün tüm bireyleri bütün bir yıl boyunca ürettikleri yumurtaları paket halinde sperm hücrelerinin bulunduğu su kolonlarına bırakırlar. TED يولد المرجان بعدة طرق، لكن الشائع هو التكاثر الجماعي: فكل أفراد النوع الواحد في ليلة واحدة في العام، تضع جميع البيض الذي كونته خلال العام في صف مائي، وتجمعه في حزم مع خلايا نطفية.
    Ama sadece Bir gece bir saatliğine Victor'dan paçayı kurtarırsam bence o zaman... Open Subtitles لكن إن استطعت فقط أن... أتخلص من (فيكتور) في ليلة واحدة لمدة ساعة أعتقد أنني حينها...
    Bir gece bir cadı gelip kuyudaki suyu zehirlemiş. Open Subtitles وذات ليلة جاءت تلك الساحرة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more