"bir geziye" - Translation from Turkish to Arabic

    • في رحلة
        
    • فى رحلة
        
    • الى رحلة
        
    • السفريات المتعدد في
        
    • تقوم برحلة
        
    • رحلة معا
        
    Bir sorun yok. Sadece kısa bir geziye çıkmak durumundayım. Open Subtitles لاشيء , و لكن حدث أنني ذاهب في رحلة قصيرة
    Sizi orman tepe örtüsüne bir geziye götürmek, tepe örtüsü araştırmacılarının neler aradığını, ve bilim dünyası dışında, insanlarla nasıl iletişim kurduklarını paylaşmak isterim. TED أود أن أخذكم جميعا في رحلة للوصول إلى مظلة الغابات، وأطلعكم على ما يبحث عنه الباحثين وأيضا كيف انهم يتواصلون مع الآخرين خارج العلم.
    Bu haftasonu bir geziye gitmek istediğini biliyorum, bu yüzden... Open Subtitles أعلم أنك تريدين الذهاب في رحلة نهاية الأسبوع ولهذا
    Üçüncü sınıftaydım ve hayvanat bahçesine bir geziye gitmiştim. Open Subtitles كنت فى الصف الثالث وكنا فى رحلة لزيارة حديقة الحيوانات
    Aslında ben de bir geziye çıkıyorum, Scott. Open Subtitles هل تعلم ماذا؟ انا ايضا ذاهبة الى رحلة يا سكوت
    Onların şubatta birlikte bir geziye gittiklerini, kadının kredi kartı kayıtlarından söyleyebiliyoruz. Open Subtitles يمكنك معرفة ذلك من سجلات بطاقة ائتمانها ذهبا في رحلة معا في فبراير
    Babam ve ben, annemin küllerini saçmak için Güney Afrika'daki Jeffreys Bay'e bir geziye gitmiştik. Open Subtitles ذهبت أن و والدي في رحلة الى خليج جيفريز في جنوب افريقيا لننثر رماد أمي
    Romantik bir geziye çıkacağımızı söylediğinde, aklımdan geçenler bunlar değildi. Open Subtitles عندما قلت اننا سنكون في رحلة رومانسية هذا لم يخطر في بالي
    Sanki yurtdışına bir geziye gidiyormuşum gibi heyecanlıyım. Open Subtitles كنت متحمّسا كأنّني في رحلة خارج البلاد متحمّس للغاية
    Bayan, Norma Restarick hakkındaki gerçeği öğrenmek istiyorsanız benimle birlikte bir geziye çıkarsınız. Open Subtitles سيدتي العزيزة ، إن كنتِ تودين معرفة الحقيقة الصافية بشأن الآنسة نورما ريستارك فعليك أن ترافقيني في رحلة
    Belki de sen ve ben birlikte bir geziye çıksak iyi olabilir, anlarsın ya. Open Subtitles لرما من الأفضل لي ولك نذهب في رحلة سوية , ,كما تعلم
    Seni anılarında bir geziye bir sanal geziye çıkarıyoruz şu anda. Open Subtitles ما نقوم به يأخذك في رحلة رحلة رقمية، إذا ما جاز التعبير في ذاكرتك
    Monaco'ya romantik bir geziye çıkacağız ve bir şeylerin ters gittiğini anlayacak. Open Subtitles سوف نذهب في رحلة رومانسية إلي موناكو وحينها سيعرف أنه هناك خطب ما
    Çünkü eğer ben boşanırken benim kızımı babası alıp uzun bir geziye çıksa ve ben hoşça kal demek zorunda kalsam, ben hiç iyi olmazdım. Open Subtitles لأنه إذا كنت أمضي في طلاق وابنتي ذهبت في رحلة طويلة مع والدها وكان علي أن أقول إلى اللقاء
    Birisi bugün küçük bir geziye çıkacak. Büyütülecek bir şey değil. Open Subtitles أحدهم سيذهب في رحلة صغيرة اليوم ليست مشكلة كبيرة, صحيح؟
    Anladığınız gibi, efendim, Profesör Pierce ufak bir geziye çıkmak zorunda kaldı. Open Subtitles في الواقع يا سيدي، لقد إضطر البروفيسور للسفر في رحلة قصيرة.
    Çocuk kitaplarının dili yoluyla bir geziye giriştim. Open Subtitles انطلقت في رحلة عبر ما يمكن أن نسميه في لغة كتب الأطفال
    bir geziye gideceğimize büyükleri nasıl inandırırım. Open Subtitles كيف أقنعت الكبار أن نذهب فى رحلة
    Aslında ben de bir geziye çıkıyorum, Scott. Open Subtitles هل تعلم ماذا؟ انا ايضا ذاهبة الى رحلة يا سكوت
    Müthiş bir geziye çıkıyorsunuz, efendim. Hepsi bir haftada mı? Open Subtitles هل قمت بهذه السفريات المتعدد في هذا الاسبوع فقط
    Başka bir geziye çıkmak istiyormuş ama bu kez gideceğimiz yeri o seçecekmiş. Open Subtitles وأنها تريد أن تقوم برحلة أخرى ولكن هذه المرة هى التى ستختار إلى إن سنذهب

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more