| İşleri nasıl sizin için daha zevkli bir hale getirebiliriz? | Open Subtitles | كيف يمكننا عمل الاشياء بشكل مختلف, كيف تتمنون أن يصبح عملكم أكثر إيجابية. |
| Bulaşıcı bir hale gelmeden önce oğlunuzu bulmamız için üç saatimiz var. | Open Subtitles | أمامنا 3 ساعات لنجده قبل أن يصبح معدياً |
| Bunu yaparsak, Vatandaşlığı yeniden çekici bir hale getirebiliriz. | TED | إذا قمنا بهذا، حينها جميعا يمكننا أن نجعل التربية المدنية مثيرة مجددا. |
| Böylece gündem dışı aktivitelerini, senin ve dostların için... biraz daha zor bir hale getireceğiz. | Open Subtitles | نحن نستطيع ان نجعل نشاطاتك الغريبه اكثر خطورة لك ولاصدقائك |
| Sanırım kötü adamların Lissa'yı öldürmeye çalışmamasına sevinmeliyim ama onun peşine düşme sebepleri durumu daha iğrenç bir hale getiriyor. | Open Subtitles | أظن أنه لابد لي ان أكون سعيدة لأن الأشرار لا يحاولون قتلها لكن هذا يجعل الأمور أكثر سوءاً |
| Bu da bu teknolojiyi uygulamamızı imkansız bir hale getiriyor. | Open Subtitles | و هذا يجعل من التطور شيئاً مُستحيل |
| İşleri daha güzel bir hâle getirebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا جعل هذا المكان أفضل الآن. |
| O yüzden lütfen, bir sey anlatman gerekiyorsa neseli bir hâle getir. | Open Subtitles | رجاءً .. إن كنتَ ستخبرنا بالقصة فاجعلها قصةً مبهجة |
| Ülke ekonomik buhrana girmiş insanlar savaştan yorgun ve bezgin bir hale gelmişti. | Open Subtitles | في تلك الايام وصفت الصحف انهم تعبوا من الحرب وانهم متهكمون |
| Bulaşıcı bir hale gelmeden önce yakalamamız için üç saat süremiz var. | Open Subtitles | أمامنا 3 ساعات لنجده قبل أن يصبح معدياً |
| Kim, aklın nerelerde bilmiyorum ama bulaşıcı bir hale gelmeden önce Kyle Singer'ı bulmamız gerekiyor. | Open Subtitles | انتهيت نحتاج للعثور على (كايل سينجر) قبل أن يصبح معدياً |
| Daha da tuhaf bir hale gelebilir. | Open Subtitles | يمكنه أن يصبح أكثر غرابة |
| Bu olay artık kişisel bir hale geldi Tim. | Open Subtitles | تيم)،الأمر أوشك على أن يصبح ) شخصي للغاية |
| Amacımız dünyayı daha yaşanır bir hale getirmekti. | Open Subtitles | كان يفترض بنا أن نجعل العالم مكاناً أفضل |
| Bulut hesaplama için tanımlı veri merkezleri yazılımı ile dünyayı daha iyi bir hale getiriyoruz. | Open Subtitles | ونحن نجعل العالم مكاناً أفضل من خلال مركز تحديد بيانات البرامج المرتطبة بتطبيق السحابة |
| Hayatınızı sıkıcı ve zor bir hale getirdiğinin farkındayım. | Open Subtitles | أعلم بأن هذا يجعل حياتك مملة و صعبة |
| Bu da işi, daha beter bir hale sokuyor. | Open Subtitles | هذا يجعل الموقف أسوأ فقط |
| İşleri daha güzel bir hâle getirebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا جعل هذا المكان أفضل الآن |
| O yüzden lütfen, bir şey anlatman gerekiyorsa neşeli bir hâle getir. | Open Subtitles | إن كنتَ ستخبرنا بالقصة فاجعلها قصةً مبهجة |
| Ülke ekonomik buhrana girmiş insanlar savaştan yorgun ve bezgin bir hale gelmişti. | Open Subtitles | في تلك الايام وصفت الصحف انهم تعبوا من الحرب وانهم متهكمون |