bir hap aldığınızı veya aşı vurulduğunuzu ve tıpkı nezle atlatır gibi yaralarınızın daha hızlı iyileştiğini hayal edin. | TED | ماذا لو كان بإمكانك تناول حبة دواء أو لقاحاً وكما تتخلص من نزلات البرد، تلتأم جروحك بسرعة؟ |
Aldığı cezayı belirli bir sürede çekmektense mahkûm bir hap alacak ve ceza süresi kadar yaşlanacak. | Open Subtitles | عوضاً عَن إمضاء الحُكم سيأخُذ المُجرِم حبة دواء و يكبَر بنفس عدد السنين |
Seninle konuşmayı çok isteyeceğine eminim Jackie. Tamam. Yalnızca bir hap. | Open Subtitles | أنا متأكدة أنها تود الحديث معكِ يا جاكي حبة واحدة فقط |
bir hap ver, bir köşeye koy ve sıkıntılar bitsin. | Open Subtitles | , أعطهم حبّة دواء وضعهم في الزاوية وستزول كلّ أمراضهم |
Ve başka bir hap aldığını düşünürsek, merdivenleri kullanman daha iyi olur. | Open Subtitles | وبالأخذ في الإعتبار أنك أخذت قرص آخر عليك غالباً أن ترتقي السلالم |
NZT adında bir hap alana kadar 28 yaşında bildiğin boş beleşin tekiydim. | Open Subtitles | كنت شخصًا عابثًا بعمر الـ 28 حتى تناولت قرصًا يدعى (إن زي تي) |
Sana koca dünyada istediğin kişi olabilme özgürlüğünü veren bir hap olsaydı... | Open Subtitles | لو كان هناك حبوب تعطيك الحرية لتكون أي شيء في هذا العالم |
Acının yok olması için iğne yerine bir hap yok mu doktor? | Open Subtitles | بدلا من الحقن ، أليس هناك حبوبا لتقضى على الألم ؟ |
Ciddiyim ben. Bayağı bir hap varmış. | Open Subtitles | أنا جاده هذا كثير من الحبوب |
bir hap yuttum, sadece bir hap ve beni 24 saat uyuttu. | Open Subtitles | أخذت حبة دواء ، فقط واحدة فطرحتني أرضاً لـ 24 ساعة |
Bu sabah babaannen tuvalette bir hap buldu. | Open Subtitles | هذا اليوم جدتك عثرت على حبة دواء في حزض الحمام |
Keşke doktor tüm bunları unutmam için bir hap verseydi. | Open Subtitles | أتمنى أن يعطني الطبيب حبة دواء لأنسى بشأن كل هذا الأمر فحسب. |
Aslında tüm fikir bu: bir hap yutacaksın ve milyonlarca minik robot ne hastalığın varsa seni iyileştirecekler. | Open Subtitles | عند إبتلاع حبة واحدة سيكون لديكِ مليون . إنسان آلي يعالجون أمراضك |
Vincent, başka bir hap daha almayacağına dair bana yemin etmelisin. | Open Subtitles | عليك أن تٌقسم لي (فينسنت أنك لن تتناول حبة واحدة آخري |
bir hap var sadece. Popodan verilecek bir hap. | Open Subtitles | حبة واحدة فقط حبة مؤخرة واحدة فقط |
Doktor bana bir hap verdi böbreğim çıktı. Fonksiyonel mi? | Open Subtitles | الطبيب أعطاني حبّة دواء، ونمت لي كُلوة جديدة. |
Aşkı içinden söküp atabilecek bir hap olmalı. | Open Subtitles | لابد من وجود حبّة تأخذينها للهروب من الحب. |
Her altı saatte bir hap almam lazım yoksa kendimi komik hissediyorum. Önemli değil. | Open Subtitles | على أن آخذ قرص كل ست ساعات وإلا أشعر بالمرح، ليس بالأمر الهام. |
Günde bir hap almaya devam et. | Open Subtitles | استمر في تناول قرص واحد يومياً وفي النهاية |
NZT adında bir hap alana kadar 28 yaşında bildiğin boş beleşin tekiydim. | Open Subtitles | كنت شخصًا عابثًا بعمر الـ 28 حتى تناولت قرصًا يدعى (إن زي تي) |
Hey, baksana. Eğer Joy'u cimri yapmayan bir hap varsa... bahse girerim seni de hanımevladı yapmayan bir hap vardır. | Open Subtitles | هي أنتظر إذا كان هناك حبوب تجعل جوي غير غاضبة |
Bazen keşke insanları yok edecek bir hap olsaydı diyorum. | Open Subtitles | أحيانا أتمنى أن يكون هناك حبوبا لتجعل الناس يختفون |
Ne tür bir hap? | Open Subtitles | اي نوع من الحبوب |
Daha önce hiç duymadığım "Sly-Dee" diye bir hap. | Open Subtitles | مخدر ما سمعت به قبلًا اسمه (سلاي دي)؟ |
Tansiyon için Thiazide, diyabet için Metformin bir de arterit için başka bir hap. | Open Subtitles | ثيازايد" لضغط الدم" ميتفورمين" للسكر" أنا أيضاً آخذ حبوب أخرى لإلتهاب المفاصل |
Dwight, bu sadece bir hap. | Open Subtitles | اوه , دوايت , انظر انها حبوب فقط , حسنا ؟ |
Güney Afrika'da bitkisel hayattaki birini geçici olarak canlandıracak bir hap olduğu hakkında raporlar var. | Open Subtitles | (يوجد تقارير في (جنوب أفريقيا عن حبة يمكنها إحياء أحد بحالة سبات |