Onun profiline çok uyan başka bir suçla karşılaşınca da bir kez daha onu aramaya başlamış ve bu sefer de California'daki bir hapishanede olduğunu öğrenmiştim. | Open Subtitles | و بعد ذلك وجدت جريمة تناسب ما فعل سابقًا لذلك قمت بالبحث عنه مرة أخرى، و في هذه المرة و وجدته في سجن أخر في كاليفورنيا |
Dostum, ben yedi yıl maksimum güvenlikli bir hapishanede çalıştım, ... ve bu hala gördüğüm en gay şey. | Open Subtitles | يا صديقي لقد عملت في سجن لمدة سبع سنوات و تلك هي أكثر الأشياء شذوذاً اللتي سبق لي رؤيتها |
Bir keresinde ormandaki bir hapishanede geçen bir film izlemiştim. | Open Subtitles | رأيت فيلماً ذات مرة تقع أحداثه في سجن في الأدغال |
Baban 6 ayını federal bir hapishanede geçirmişti. | Open Subtitles | والدك قضى ستة أشهر فى السجن الانفرادى الفيدرالى |
Ancak Zachary, beklenmedik bir şekilde, harabolmuş bir hapishanede tutuluyor, ...belki de Silver Kasabası'nın bir özelliği vardır, ...Puerto de Fuego'ya en yakın yerleşim alanı olması gibi. | Open Subtitles | فقط أن زاكاري بشكل غير متوقع تماما وضع في سجن رديء وذلك حدث في المدينه الفضيه والتي بالصدفة هي .اقرب |
Son 12 yılı askeri bir hapishanede geçirdi. | Open Subtitles | لقد قضى السنوات الـ12 الأخيرة .في سجن العسكري |
Yapay bir hapishanede geçecek... 14 günlük deney için 4000 mark. | Open Subtitles | المكسب: 400 مارك مقابل 14 يوم من التجارب في سجن مزيف... |
35 yıldan az olmamak üzere maksimum güvenlikli bir hapishanede yatacaksınız. | Open Subtitles | ليس أقل من 35 سنة إلى مدى الحياة في سجن حراسة مشدّدة. |
Daha büyük bir hapishanede hayatım iyi gitmiyordu. | Open Subtitles | انا لاأؤدي بشكل جيد داخل حياة في سجن كبير |
Hollywood stüdyosu yerine gerçek bir hapishanede yapmaya karar verdiler. | Open Subtitles | قرر المنتجون أن لا يكون التصوير في استديوهات هوليوود، بل في سجن حقيقي |
Joilet'de gibi gerçek bir hapishanede olmak size orada olmanın nasıl birşey olduğunu hissettiriyor. | Open Subtitles | وجودنا في سجن حقيقي جعلنا نأخذ فكرة عن تركيبة السجون الحقيقية |
Diğerleri Ateş Ulusu sarayına yakın bir hapishanede tutuluyorlar. | Open Subtitles | الباقيين محتجزين في سجن قرب قصر عشيرة النار |
Yıllar önce, yerel bir hapishanede gönüllü liderlik sağlıyordum. | Open Subtitles | قبل أعوام، كنتُ أقدّم قيادة تطوّعيّة في سجن محلّي |
Yada mahkemeye çıkıp federal bir hapishanede 20 yıl yatabilirsin. | Open Subtitles | أو تقصدين المحكمة، ثم تداني فيها، لتتعفني في سجن فدرالي لـ20 سنة. |
Sayı Yargıç, tam 14 yılımı orduya verdim altı yıl da federal bir hapishanede yattım. | Open Subtitles | سيادتك .. لقد قضيت 14 عاماً في الجيش ستة سنوات صعبة في سجن فيدرالي |
Hakkındaki tüm suçlamalar düşene kadar 1 yıla yakın federal bir hapishanede tutuldu. | Open Subtitles | ظنت الوكاله أنه إرهابي كان مُحتجز في سجن فيدرالي قبل أن تتم تبرئته من كل التُهم |
Ama inanın, federal bir hapishanede bir kaç yıl geçirince, farklı düşünürsünüz. | Open Subtitles | لكن صدقيني,بعد أن تصبحي في سجن فدرالي لعدة سنوات,ستشعرين بالعكس |
Bunun gerçeklik payı varsa, hayatının geri kalanını bir hapishanede çürüyerek geçirdiğini görürüm. | Open Subtitles | يوجد أكثر من الحقيقه هناك سوف أراك تعفن فى السجن لبقية حياتط |
Whit'i federal bir hapishanede 10 sene yatmaktan kurtarmak. | Open Subtitles | وإنقاذ "ويت" من تأديه 10 سنوات فى السجن الفيدرالى |
bir hapishanede olmanın nasıl bir şey olduğunu biliyorum diyemem.. | Open Subtitles | لن أتظاهر بإني أعلم كيف تصبح نفسيتك وأنت داخل سجن حقيقي |
Ayrıca benim gibi bir adamın maksimum güvenlikli bir hapishanede hayatı seninkinden çok daha farklı. | Open Subtitles | عقوبتي 25 عامًا، وهي مختلفة كثيرا عنكَ داخل هذا السجن بالنسبة لشخص مثلي عنكَ |