Güncel hava tahminine göre şiddetli bir hava koşulu görünmüyor. | Open Subtitles | التوقعات الحالية لا تشير لوجود أيّ أنماط أحوال جوية شديدة |
Bana Chunking'de bulunduğum zamanlardaki bir hava saldırısını anımsattı. | Open Subtitles | تذكرني غارة جوية مرة التى ضربني في شانغينج |
Her renkli boncuk, her renkli tel, bir hava elemanını temsil ediyor. | TED | كل خرزة ملونة، كل خيط ملون، يمثل عنصر طقس. |
Her bir renk, nokta, her bir sıra, bir hava elementi. | TED | كل لون لذاته ونقطة وكل سطر بعينه هو عنصر طقس. |
Çok hızlı, yıkıcı, ölümcül potansiyeli olan, fakat bu sadece ince bir hava. | Open Subtitles | فائقة السرعة، مُدمرة، قد تكون قاتلة، وعلاوة على ذلك إنها قليلٌ من الهواء. |
İyi akşamlar, Robert. Balo için pek de iyi bir hava değil. | Open Subtitles | "مساء الخير يا "روبرت ليس طقساً جيداً لحفل راقص |
- Acil verici ve işaret fişeği fırlatmak için bir hava kilidi var bir oluk gibi | Open Subtitles | هناك عائق هوائي لاسقاط الشعلات الضوئية والمرسلات الطارئة |
bir hava devriyesi gemiyi dünya açıklarında buldu. Mürettebattan da, onlardan da bir iz yok. | Open Subtitles | لاحظت دورية جوية السفينة بمحاذاة الساحل لا أثر لهم ولا للطاقم |
Aşçı, Teğmen Sheaffer veya başka bir hava kuvvetleri personelinden hiç bahsetmedi. | Open Subtitles | الطباخ ما ذكر الملازم أوّل شيفير، ناهيك عن أيّ موظفو قوة جوية آخرين. |
Ve elimize ulaşan bir habere göre, tehlikeli bir hava kurtarma operasyonu yapılacak. | Open Subtitles | وهناك عملية إنقاذ جوية جريئة يقال أنها في الطريق لهناك |
En son teknoloji uçan savaş makinelerini, kullanan Fransa, sırf bu Yankiler'e özel yeni bir hava gücü birimi kurdu. | Open Subtitles | بإستخدام الأساليب الحديثة في وسائل الطيران الفرنسيون أنشأوا وحدة قتال جوية , فقط من أجل هؤلاء المحاربين |
Bu gün, tam şu anda, eşi benzeri olmayan bir hava durumuna sahip, öyle bir tür hava durumu ki belki bir daha asla tam olarak böyle gelmeyecek. | TED | هذا اليوم , حاليا , له طقس مميز. ربما نوع لن يحدث بهذا الشكل مرة أخرى |
Pekala millet, çabucak bir hava durumu uyarısı yapalım. | Open Subtitles | حسنا يا ايها القروين لدينا تحذير طقس عاجل هنا |
Güzel bir hava ve bir grup harika araba. Şimdi ısınma turu için piste gidiyorlar. | Open Subtitles | طقس جميل و مظهر رائع للسيارات حيث بدأوا السباق |
Ağır bir hava doluştu içeri sessiz kalabalık bekliyor kararı. | Open Subtitles | الهواء ثقيل مع الحَدس مثل الحشد الساكن فى انتظار القرار |
Saçları kesildiği zaman bir hava bükücü, kendisini çevreleyen rüzgarı hissedebilir. | Open Subtitles | عندما يحلق راسه مسخر الهواء يستطيع ان يشعر بالريح من حوله |
İyi akşamlar, Robert. Balo için pek de iyi bir hava değil. - Değil, beyefendi. | Open Subtitles | "مساء الخير يا "روبرت ليس طقساً جيداً لحفل راقص |
İleri bölümde bir hava geçirmez kapak var. | Open Subtitles | هناك مدخل هوائي في القسم الأمامي للسفينة أجل نعتقد بأنه مدخل هوائي |
Ve Patiala'daki Ulusal Spor Akademisi'nde, coşku dolu bir hava hissediliyor. | Open Subtitles | ويمكننا الشعور بالحماسة هنا "بالأكادمية الوطنية للرياضة بـ"باتيالا |
Huzurlarımızda bir hava bükücü var. Hem de sıradan bir bükücü değil... Avatar. | Open Subtitles | هنالك مُخضع هواء في مجلسنا و ليس أي مُخضع هواء بل الآفاتار |
Hemen bir hava girişi ya da yaşam kapsülüne girin. | Open Subtitles | الرجاء توجه إلى غرفة معادلة الضغط أو غرفة النجاة بالفور. |
Kıvrak fiziğim sayesinde, küçücük bir hava deliğine sıkıştım. | Open Subtitles | بسبب جسمى الرشيق أمكننى البقاء فى جيب هوائى ضيق |
Sen sadece bir hava durumu sunucusu değilsin, sen hava durumusun. | Open Subtitles | أنت لست فقط خبير أرصاد جوية، أنت خبير الأرصاد الجوية. |
Dikey kalkan bir hava aracı... ...test uçuşu programı boyunca en güvenli araç değildir. | TED | إنّ طائرة ذات إقلاع عمودي ليست هي المركبة الأكثر أمانا خلال اختبار الطيران. |