Sadece dört yıl sonra hayalinizi gerçekteştirebileceğini bildiğiniz birinin yönetim kurulu toplantı odasının önünde oturmanın nasıl bir his olduğunu bir hayal edin. | TED | لذا تخيل كيف كان شعوري بعد أربع سنوات عند جلوسك في مجلس الادارة أمام شخص كنت أعلم أنه يستطيع أن يجعل حُلمي حقيقةً |
bir hayal edin, biyolojik olarak parçalanabilir bir şablon yapabilirim. | TED | تخيل فقط، انني استطيع صنع قالب قابل للتحلل بايولوجيا. |
Bir bilgisayarın nasıl çalıştığını anlamaya çalıştığınızı bir hayal edin, tek görebildiğiniz şey bir klavye, bir fare ve bir de ekran olurdu. | TED | تخيل أنك تريد أن تفهم كيفية عمل جهاز الحاسوب وكل ما يمكنك أن تشاهده هو لوحة مفاتيح، فأرة، وشاشة. |
Bu küçük kızların her gün yaşadığı incinmeyi bir hayal edin. | TED | تخيلوا الصدمة التي تمرّ منها الفتيات الصغيرات كل يوم |
Bunu bir hayal edin, sadece 13 kilometre, Fakat oraya sadece iki kişi gidebildi, 49 yıl önce. | TED | تخيلوا ذلك. أنه فقط سبعة أميال، لكن شخصين فقط وصلوا الى هناك، قبل تسعة واربعين عاماً. |
bir hayal edin, ölüm, bu küçük Japon Balığının bildiği tüm yaşam olacak. | Open Subtitles | تخيلوا ذلك كونُ الموت هو الحياة التي ستعرفُها تلكَ السمكة الذهبية الصغيرة |
Bir aletiniz ve onun dokuları kesecek sivri bir ucu olduğunu bir hayal edin. | TED | إذاً تخيل أنك تملك أداة وتمتلك طرفاً حاداً لتجري ثقباً في منديل |
bir hayal edin, Lagos'taki her bir otobüsü bu örgütsel ağın bir parçası olarak. | TED | تخيل لو أن كل واحدة من هذه الحافلات في لاغوس كانت جزء من الشبكة المتداخلة. |
Kendi çocuğunuzu, hiçbir yapının olmadığı asi arkadaşları ile birlikte dışarıda takılırken bir hayal edin. | TED | فقط تخيل ابنك بدون أي بنية مع هؤلاء الأصدقاء الجامحين، يجولون في الخارج. |
Karadan binlerce kilometre uzakta Güney Okyanusu'nda buzlu suya doğru battığınızı bir hayal edin. | TED | تخيل أنه وحيدٌ في المحيط الجنوبي محبوسٌ بين مياه متجمدة ، بعيدٌ عن اليابسة آلالاف الأميال. |
Bir konuşmayı dinlediğinizi ve söylenenin yalnızca yarısını anlayabildiğinizi bir hayal edin. | TED | تخيل أنك تستمع لحديث ما ويمكنك أن تفهم 50% فقط مما يقال. |
Eğer film endüstrisi değerlerini ekranda gösterdikleriyle eş tutsaydı ne olurdu, bir hayal edin. | TED | تخيل ما سيحدث إذا أيدت صناعة السينما قيمها مع ما يعرض على الشاشة. |
Ancak yüzeyleri atmosferle iletişim halinde olsaydı, o kireç taşı bloğu nasıl özelliklere sahip olurdu bir hayal edin. | TED | ولكن تخيل ما قد تكون عليه كتل الحجر الجيري هذا إذا كانت الأسطح في الواقع في إحتكاك مع الغلاف الجوي. |
Yeni doğan çocuğuna ilk kez sarıldığında bir annenin kalbinden yayılan o sevgiyi bir hayal edin. | Open Subtitles | أستطيع فقط تخيل الحب العميق يتدفق من قلب الأم في بداية احتضانها لطفلها الوحيد |
Şunu bir hayal edin: Bir resepsiyonistsiniz ve işte yorucu bir gün geçirdiniz, taksinizi uygulamadan çağırdınız, taksiniz geliyor, arabanıza biniyorsunuz, sırtınızı koltuğa yaslıyorsunuz, ve uygulamayı açıyorsunuz. | TED | لذا تصور التالي: تخيل أنك موظف استقبال تحظى بيوم عمل طويل تحجز سيارة الأجرة من خلال تطبيقك للنقل حسب الطلب وتصل وتركب سيارتك وتستلقي على مقعدك وتفتح تطبيقك. |
30 yıl sonra, çocukluk planımın Niagara'da gerçekleştiğini gördüğümde ve aklın çözülemez gizemine hayretle bakakaldığımda duyduğum şaşkınlığı, bir hayal edin. | Open Subtitles | تخيلوا دهشتي , بعد 30 عاما رأيت احلام طفولتي تعمل علي شلالات نياجرا وتساءلت عن سر العقل المبهم |
Burada yapabileceğiniz şeyleri bir hayal edin. | Open Subtitles | فقط تخيلوا كل الاشياء التي يمكنكم وضعها هنا. |
Ama eğer daha da ileri gidebilirseniz özgürlükleri bir hayal edin... Bir Wagner girişi düşünebilirsiniz, platform sahnede ilk oyun, Yunan tiyatrosunda bir mola, arenada ikinci bir oyun ve lobi boyunca asılı aydınlatmalarla tiyatrodan ayrılabilirsiniz. | TED | لكن تخيلوا الحريات لو أننا نستطيع أن نتجاوز ذلك, يمكنك أن تتخيل دخولاً فاجنرياً الفصل الأول على مسرح بارز استراحة يونانية, الفصل الثاني في الحلبة, ثم تغادر عبر بهونا بين الأضواء المتدلية. |
Sizin daha önce var olmamış bir maden endüstrisini resmetmenizi istiyorum; Dünyayı kirletmek anlamında olmayan bir maden endüstrisini hayal edin; Bakterilerin tuzlu suyun desalinizasyonuyla mineralleri tortullaştırarak, biriktirerek ve çökelterek bize yardım ettiğini bir hayal edin. | TED | لذلك أدعوكم إلى تخيل صناعة تعدين بطريقة لم توجد من قبل؛ تخيلوا صناعة تعدين لا تعني تشويه الأرض؛ تخيلوا بكتيريا تساعدنا في القيام بذلك من خلال المراكمة والترسيب ورواسب المعادن الناتجة عن تحلية الأجاج. |
Onları bir hayal edin. | TED | تخيلوا الأولاد حينها |
Son olarak, bir tasarım rönesansına ihtiyacımız var çünkü insan doğasının bu kısmına bir kez sahip olursanız, milyarlarca insanın zaman tünelini yönlendirebilirsiniz... bir hayal edin, ne yapmak ve düşünmek istediğini, ne hissetmek ve nasıl bilgilendirilmek istediğini bilen onca insan var ve hepimiz diğer yönlere doğru sıkıştırılmışız. | TED | أخيرًا، نحن بحاجة إلى نهضة في التصميم، لأنه بمجرد أن ترى الطبيعة البشرية، التي تمكنك من توجيه الجداول الزمنية لمليار شخص، تخيلوا أن هناك أشخاص لديهم رغبة حول ما يريدون القيام به وما يريدون أن يفكروا فيه وما يريدون أن يشعروا به وكيف يودون أن يتم إعلامهم، ونحن فقط منجذبون نحو هذه الاتجاهات الأخرى. |