Ama çok iyi bir iş çıkarıyor. | Open Subtitles | لكنّه يقوم بعمل أكثر من رائع هنا على الرغم من ذلك لحظة ،ارجعي لما قلته |
Babam bana, adaylığını koymanın iyi olup olmayacağını sordu, ...ben de ona evet dedim, çünkü benimle ilgilenerek çok iyi bir iş çıkarıyor umuyorum ki herkesle ilgilenerek de çok iyi işler çıkaracak. | Open Subtitles | لقد سألني والدي إن كنت جاهز للإدارة فقلت أجل لأنه عمل جيد أن يهتم بي أظنه يقوم بعمل رائع |
- Bence Kennedy iyi bir iş çıkarıyor. - İnsan hakları konusunda evet. | Open Subtitles | أعتقد ان كينيدي يقوم بعمل جيد في الحقوق المدنية، نعم |
Yani yüzeysel bir iş çıkarıyor. | Open Subtitles | بالتالي هذه وظيفة سطحية إذًا |
Yani yüzeysel bir iş çıkarıyor. | Open Subtitles | بالتالي هذه وظيفة سطحية إذًا |
- İyi bir iş çıkarıyor. | Open Subtitles | إنها تبلي حسنًا. |
Dışardaki o kişi beni tanıyor, ve bunu bana karşı kullanmakta oldukça iyi bir iş çıkarıyor. | Open Subtitles | وهناك شخص ما بالخارج يعرف هذا عني، وهو يقوم بعمل رائع باستخدام ذلك ضدي |
En yüksek dereceyle mezun olmuş. Yerini doldurma konusunda mükemmel bir iş çıkarıyor. | Open Subtitles | تخرّج بأعلى درجات الشرف، كان يقوم بعمل مذهل في شغل المنصب مؤقتاً، أقصد... |
Kesinlikle. Eddie harika bir iş çıkarıyor. | Open Subtitles | بالضبط- إيدي" يقوم بعمل رائع معي"- |
Çok iyi bir iş çıkarıyor. | Open Subtitles | إنه يقوم بعمل رائع. |
- Üç haftadır T.J. gerçekten hiçbir şey kullanmadı ve kulübünde harika bir iş çıkarıyor. | Open Subtitles | -خلال هذه الثلاث اسابيع الماضية التزم (تي.جي) حقاً بالتوقف عن التعاطي وهو يقوم بعمل رائع في ناديه |
- İyi bir iş çıkarıyor. | Open Subtitles | إنها تبلي حسنًا. |