Her sabah altıda kalktığını biliyor musun hiç sevmediği bir iş için canını dişine takıyor. | Open Subtitles | أتعرفين، إنه يستيقظ كل يوم في السادسة صباحا ويظل يكدح في عمل يكرهه، وهذا أكثر مما تفعلينه أنت |
Daha acil bir iş için bu gece Dubai'ye gideceğim. | Open Subtitles | يجب أن أذهب إلى دبي هذه الليلة لعمل أكثر أهمّية |
Jaffa'nın özgürlüğünden daha önemli bir iş için seçildik. | Open Subtitles | لقد اختارنا الله لمهمة اعظم من تحرير يافا |
Resmi bir iş için buradayım. Endişelenecek bir şey yok. | Open Subtitles | أنا هنا في مهمة رسمية لا وجود لما يدعو للقلق |
Özel bir iş için, özel birini arıyorum, ...adı, Sabata. | Open Subtitles | إنني أبحث عن رجل بعينه من أجل عمل خاص ساباتا |
bir iş için çabaladığını sen söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلتي للتو أنه يهرول من أجل العمل |
Böyle pis bir iş için sana iki katı mı ödüyorlar? | Open Subtitles | يدفعون لك مضاعف لهذا العمل القذر؟ |
- Dinle Urkel, resmi bir iş için geldik. | Open Subtitles | نحن هنا في عمل رسمي لذا لمَ لا تعود لغرفتك السكنيه |
Bilirsin, hayatın sunduğu en büyük nimet, yapmaya değecek bir iş için canla başla çalışabilme fırsatıdır. | Open Subtitles | هل تعلمون أن افضل هدية تمنحها الحياة هي فرصة العمل بجد في عمل يستحق ذلك |
Bilirsiniz, hayatın sunduğu en büyük nimet, yapmaya değecek bir iş için canla başla çalışabilme fırsatıdır. | Open Subtitles | هل تعلمون أن افضل هدية تمنحها الحياة هي فرصة العمل بجد في عمل يستحق ذلك |
Kötü bir iş için biri gerekiyorsa bu adamları ararsın. | Open Subtitles | تحتاج إلى شخص ما لعمل بغيض وهذا الذي تتصل به. |
Bir günlük bir iş için hiç de fena değil, değil mi Bay Caul? | Open Subtitles | ليس سيئا بالنسبة لعمل يوم واحد أليس كذلك يا سيد كول؟ |
Yeni bir iş için görüşme yapıp işe alınmama, eğitimden geçmeme kadar... | Open Subtitles | وبالمناسبة لقد قمت بالكثير من مقابلات لعمل جديد ومررت بعملية التدريب |
Takımını toplar, bir şehre yüksek profil bir iş için gelirler ve sonra da şehri dağıtırlar. | Open Subtitles | هو نظم فريقا يأتون إلى مدينة لمهمة رفيعة المستوى |
Mevz-u bahis olan o gün, ufak bir iş için sınıfı terk etmiştim. | Open Subtitles | في ذاك اليوم تحديدا. تركت الحجرة لمهمة |
bir iş için yarım saatliğine gönder onu ama kuşku uyandıracak şekilde yapma. | Open Subtitles | أرسله في مهمة قصيرة لمدة نصف ساعة ولكن لا تجعل الأمر يبدوا مريبا |
Allah bizi mühim bir iş için seçtiğinde bunu kabul etmeliyiz. | Open Subtitles | وحينما يختارنا الله من أجل عمل هام لابدّ أن نستسلم للأمر |
bir iş için iki temizleyici tuttular. | Open Subtitles | -لقد استخدموا منظفان من أجل العمل واحد |
Böyle bir iş için uygun bir aday gibi görünmüyorsun. | Open Subtitles | لكنك لا تبدو مناسباً لهذا العمل |
Ama son zamanlarda bir örgütün "Kardan Adam'ı" bir iş için tuttuğunu öğrendik. İfadelerinizi okudum. | Open Subtitles | ولكن علمنا أن منظمه قامت باستئجار رجل الجليد لمهمه |
Resmi olmayan bir iş için resmi tavsiyeler mi? | Open Subtitles | أستشارةُ قانونية لأعمال غير شرعية؟ |
Bangladeşli bir inşaat işçisi, ona yıllık 2.000 dolar kazandıran bir iş için, ortalama 4.000 dolar iş bulma ücreti ödüyor. | TED | يدفع عامل بناء من بنغلادش ما يعادل 4,000 دولار كرسوم توظيف من أجل وظيفة يجني منها 2,000 دولار سنويًا |
Sokak söylentileri Raymond Calitri'nin seni ve kardeşini bir iş için kiraladığını söylüyor bana gelecek bir iş için. | Open Subtitles | الناس يقولون بأن ريموند كاليتري استأجرك انت وأخوك لطلب أعلى... الطلب الذي يجب ان يذهب لي |
Bir taraftan düzenimi kurmaya çalışırken bir taraftan da daha iyi bir iş için gözlerimi dört açmıştım. | Open Subtitles | و لكنى أبقيت عيناى مفتوحة من أجل شئ أفضل |
15 yıllık haber ve eğlence kariyerimden dokuz aylık işsizliğimden sonra ve bu görüşmede, giriş seviyesi bir iş için teklif aldım. | TED | بعد 15 عامًا في الأخبار والترفيه، تسعة شهور من غير عمل وهذه المقابلة الوظيفية، كان لدي عرضًا لوظيفة من مستوى مبتدئ |