"bir işkence" - Translation from Turkish to Arabic

    • تعذيب
        
    • عذاب
        
    • التعذيب
        
    • عذابا
        
    • تعذيباً
        
    • نوع من العذاب
        
    Hiç şüphem yok ki maymunluk dışı bir işkence görmüştü. Open Subtitles فقد عقله, مما حطم آي شك عن تعذيب القرده لبعضهم.
    Burası faşist bir işkence odası! Open Subtitles كنا نحاول مُساعدتها هذا المكان بمثابة غُرف تعذيب
    Bu artık bana acı ve utanç verici bir işkence gibi eziyet ediyorsa sanki bir hemoroidi sıkıyormuşum gibi. Open Subtitles , بالنسبه لى هو عذاب دائم , مهنه مؤلمه,ومخزيه
    Bir buçuk sene hareket edememek beklediğim bir işkence değildi. Open Subtitles الآن ، ليس هذا هو التعذيب الذي تتوقعه ليس الإنتقال خلال عام ونصف
    Hayat bir işkence değil mi? Open Subtitles أليست الحياة عذابا ؟"
    Ne kadar güç olursa olsun, onun için bu bir işkence olmalı. Open Subtitles بالرغم من أنَّه قاسيُ هو يَجِبُ أَنْ يَكُونَ تعذيباً
    Ve bugün gördüklerimden sonra da kim bilir nasıl bir işkence görüyordur. Open Subtitles وبعدكلمـارأيتهاليوم، من يعلم أي نوع من العذاب مـر به
    Ama onunla hayat sizin için bir işkence olmuş olmalı. Open Subtitles ولكن بالنسبة لك, حياتك معها كانت تعذيب لك
    Zaten 5 dakika uyuyabiliyor, eğer elinden bunu da alırsak tam bir işkence olur. Open Subtitles حرمانها من الخمس دقائق نوم التي تحظى بها تعذيب
    Kurbanlarıyla ilgili şeyler duymak istiyorum. Gregory her seferinde ayrı bir işkence yöntemi uygulamış. Open Subtitles غريغوري استخدم طرق تعذيب مختلفة مع كل واحدة
    Lanet olsun, tüm bir hafta burada nasıl geçecek. Tam bir işkence gibi. Open Subtitles أقسم أن الأمر كان هكذا طوال الأسبوع تعذيب كامل
    Hayır. Aslında herkes geline baksın diye sizi çirkin göstermek için size giydirilen bir işkence aleti gibi görünüyor. Open Subtitles اقول لك انها اداة تعذيب و اختارتها العروس لكي تبدي بشعة
    Erkek kardeşlerim, kız kardeşlerim ve ben şeytanın dokunuşundan daha büyük bir işkence olmadığına inanarak büyütüldük. Open Subtitles أنا وإخوتي وأخواتي لقد تربينا على أنه لا يوجد عذاب أسوأ من عذاب أن يمسًّكّ الشر
    Eğer şu ana kadar katlanmadığım... bir işkence olduğunu düşünüyorsan, duymayı çok isterim. Open Subtitles إذا خلت أن هناك أي نوع عذاب لم أكابده قبلًا فسأكون متشوقة جدًا للسماع به.
    Senin için daha büyük bir işkence düşünemiyorum. Open Subtitles لا يمكنني التفكير في عذاب أشدّ من أجلك.
    Herhalde zararsız bir işkence olacaktır. Open Subtitles من المحتمل أنه فقط بعض التعذيب الغير مؤذي
    Sana her zaman küçük bir işkence için vakit ayırman gerektiğini hatırlatması için. Open Subtitles حتى تذكرك بأن تخصص وقت في يومك للقليل من التعذيب دومـاً
    Yapma! Yardım edememek tam bir işkence, Vince. Open Subtitles هيـا هذه هو التعذيب عدم قدرتي على المساعده فينس
    Hayat bir işkence değil mi? Open Subtitles "أليست الحياة عذابا"
    Bak, bunun bir işkence olması gerekmiyor. Open Subtitles اسمع , يفترض أن لايكون هذا تعذيباً
    Neredeyse zevkli bir işkence. Open Subtitles هذا نوع من العذاب الممتع

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more