Fiziksel bir aktivite olduğu kadar kişisel bir ifade yanı da var. | TED | إنه تعبير عن الذوق بقدر ما هو نشاط بدني. |
Sende entelektüel bir ifade var ve, bu bir yüzdeki güzelliği yok eder. | Open Subtitles | إن لديك تعبير فكري و الفكر يدمر جمال أي وجه |
Diğer bir deyişle, işte size doğru olan ama kanıtlanması imkansız matematiksel bir ifade. | Open Subtitles | بمعنى آخر، إليكم عبارة رياضية صحيحة لكن لا يمكن برهنتها. |
- Pekala, bir kere çağdışı ve kültürel açıdan duyarsız bir ifade bu, ikincisi, oturup aramızdaki meseleyi çözmeden peyniri alamazsın. | Open Subtitles | اولا, لقد استخدمت مصطلح عنصري وحساس وثانيا, انت لن تحصل على الجبنة حتى نجلس سوية ونتناقش بإحترام ونتجاوز ذالك |
Biliyorum bu çelişkili bir ifade. | Open Subtitles | أعلم أن هذا مخالف للقواعد |
Her seferinde insanların yüzünde, şu an sizin yüzünüzdeki gibi bir ifade vardı. | Open Subtitles | وكلّ مرّة أقصّها، ترتسم على وجوه الناس ...تلك النظرة مثل نظرتكِ الآن تمامًا |
İtirafta bulunmamı istiyorlardı, babam ve diğer doktorların belli başlı hastaları yanlış tedavi ettiğini gösteren bazı gerçeklerin varlığından haberdar olduğuma dair bir ifade istiyorlardı. | Open Subtitles | أرادوا مني الإدلاء بإعتراف إدلاء إفادة بأنّي أملك معلومات وأنّي لست مستهجنًا بعض الحقائق |
Bir kişi hayatını sonuna kadar yaşamalı, tüm duygularına biçim, her düşüncesine bir ifade, ve her düşüne bir gerçeklik kazandırmalıdır. | Open Subtitles | و أن يعطي شكلاً لكل إحساس و تعبير لكل فكرة و واقع لكل حلم |
Yüzünde küçümseyici bir ifade olan gözlüklü, son derece çirkin bir adam gören oldu mu acaba? | Open Subtitles | هل رأى أحدكم شخصا بنظارات ذو تعبير أبله على وجهه ؟ |
Yüzüne somurtuk bir ifade veriyor! Çok şeker! | Open Subtitles | انها تَعطي فَمَّها المحبوبِ، تعبير عبوس جميل جدا |
Her zaman dansın bir ifade biçimi olduğunu söylerdin, değil mi? | Open Subtitles | لطالما تقول لنا أن الرقص هو تعبير عن الرأي, صحيح؟ |
Drew şaka olsun diye çekmişti, yüzüme şöyle bir ifade vermiştim... Bunu sana niye söylüyorum ki? | Open Subtitles | درو التقطها كمزحة ,انا أصنع تعبير كهذا لماذا أخبرك بهذا؟ |
Söyler arkadaş gibi Başka bir ifade gerekir. | Open Subtitles | بما أنني صديق وفي فإنني أخبرك تحتاج إلى عبارة غير هذه |
Hey, tamam bak. Yeni bir ifade var, denemek istiyorum. | Open Subtitles | هيه، اسمعوا لدي مصطلح جديد، أريدُ تجربته |
Bu çelişkili bir ifade. | Open Subtitles | هذا مخالف للقواعد |
Sonra yüzünde garip ve dehşete düşmüş bir ifade belirdi. | Open Subtitles | ثم اعتلى وجهها تلك النظرة من الخوف و الإستغراب |
Reyes'in doğru bir ifade verdiği mantıklı gözüküyordu. | Open Subtitles | أنه من البديهي أن رايس كان يعطي إفادة دقيقة |
Kaba bir ifade veya davranışa dayanamadığım gibi, çıplak bir ampule de tahammül edemem. | Open Subtitles | لا أستطيع الوقوف عارية أما مصباح مضيء ذلك تصرف مبتذل |
Yüzünüzde daha önce aşina olduğum bir ifade var. | Open Subtitles | أرى بأن لديك تعابير على وجهك لم أشاهدها من قبل |
Tedbirsiz büyükbabalarımız, destansı safahatları için parça parça elden çıkarmışlar, yumuşak bir ifade ile söylemek gerekirse! | Open Subtitles | بقطعة تلو الآخرى قايضأجدادناالمبذرونالأرض... من أجل لهوهم |
Ray'in sana Ajan Van Miller'ı öldürdüğünü söyleyen bir ifade bu. | Open Subtitles | أنه تصريح. بأن راي قال لك بأنه قتل العميل فان ميلر. |
Bu işi halletmesi kolay. "Vandallar yargılanacaktır" yazan bir ifade yayınlarız. | Open Subtitles | هذا امرٌ يسهل التعامل معه سأصدر فقط بياناً اقول فيه سيتم محاكمة المخربين. |
Zaten bulsan, yüzünde daha mutlu bir ifade olurdu. | Open Subtitles | علمت أنك تستطيعين أن تجعلي وجهك أكثر بشاشة إذا اضطررت لهذا |
Ama senin de suratında abimin suratındaki gibi endişeli bir ifade var. | Open Subtitles | لديك ذات النظرة القلقة على محياك مثل أخي. |