| Prenses kıyafetleri içinde ve bir kalede yaşamayı bekleyerek büyüdü. | Open Subtitles | بل نشأت على ارتداء فساتين الأميرات والرغبة بالعيش في قلعة |
| -Kesinlikle ! bir kalede yaşamak ve hergün partide olmak hayal değil de nedir. | Open Subtitles | من منّا لم يحلم بالعيش في قلعة ويحتفل كل يوم. |
| Onlar 1950'lerde kaldı, Amerika'nın buzul çağı, onlar harap bir kalede, fazla şişirilmiş düşmanlar. | Open Subtitles | اعني انهم من الخمسينات، هم آيس اميريكا عدو قد انفجر في قلعة منهارة |
| O ve tüm kardeşleri dev bir kalede birlikte yaşarlarmış, ve birbirlerini çok ama çok severlermiş. | Open Subtitles | كانت تعيش مع أخوانها وأخواتها في وئام في القلعة الكبيرة. ويحبون بعضهم كثيراً. |
| Lord Snow sizin gibilerin hor görüldüğü bir kalede büyüdü. | Open Subtitles | لورد سنو هنا ترعرع في قصر البصق تحت على أشباهك |
| Geçen ay İskoç dağlarındaki bir kalede keşfettim. | Open Subtitles | أكتشفته الشهر الفائت في قلعة في المرتفعات الاسكتلندية... |
| Ben eğitimli bir adam değilim ama insanların çoğuna kardım etmenin en iyi yolu dünyanın bir ucunda donmuş bir kalede oturmak değil gibi. | Open Subtitles | أنا لست رجلاً متعلّماً لكن أفضل طريقة لمساعدة معظم الناس ربما لا تكون بالجلوس فى قلعة متجمدة على حافة العالم |
| Yeşil alanlara bakan güzel bir kalede yaşarmış. | Open Subtitles | كان هناك ملك نبيل يعيش في قلعة جميلة بها حدائق خضراء |
| Evvel zaman içinde... çok, çok uzaklarda bir kalede yaşayan... Sara isminde güzel bir kız varmış. | Open Subtitles | ذات مرة ، كانت هناك شابة صغيرة تسمى سارة وكانت تعيش في قلعة بعيدة ، بعيدة جدا |
| Uzaklardan veya yakından, herkesin ziyaret edip gezebileceği büyük bir kalede yaşarmış. | Open Subtitles | كان يقيم في قلعة ضخمة يأتيها المسافرون من القريب والبعيد |
| Albümü çok fazla satıldı ve şimdi bir yılan ve maymunla birlikte bir kalede yaşıyor. | Open Subtitles | باع نسخاً فلكية والان هو يعيش في قلعة مع حية وقرد |
| Beni korumak için bir kalede artik birakacagini bekliyorum ama sen beni kamptan kampa sürüklüyorsun. | Open Subtitles | دائماً ما أتوقع أن تتركني في قلعة أو مكان أمن أخر ولكنك تستمر في نقلي من معسكر لأخر |
| Beni korumak için bir kalede artık bırakacağını bekliyorum ama sen beni kamptan kampa sürüklüyorsun. | Open Subtitles | لطالماً أتوقع أنك ستتركني في قلعة أو أخرى لكي تحافظ لي ولكنك تسحبني من مخيم إلى آخر |
| Dünyanın en güzel kadını oldu ve yakışıklı bir lord ile evlenip çok güzel çocuklar yaptı ve deniz kenarında bir kalede yaşıyor. | Open Subtitles | لقد كبرت لتصبح أجمل إمرأة وتزوجت أمير وسيم ورزقت بأطفال لطفاء وتعيش في قلعة بحرية |
| Seni leydisi yapip bir kalede mi yasatacakmis? | Open Subtitles | أنه سيجعل منكِ سيدته؟ وسيعيش معكِ في قلعة ما؟ |
| Seni leydisi yapıp bir kalede mi yaşatacakmış? | Open Subtitles | أنه سيجعل منكِ سيدته؟ وسيعيش معكِ في قلعة ما؟ |
| - Ne demek istiyorsun? Eğer gerçek aşka sahipseniz bir kalede ya da bir çiftlikte yaşamanızın ne farkı var? | Open Subtitles | إنْ كنتَ تكنّ حبّاً حقيقيّاً فما الفرق بين الحياة في قلعة أو في مزرعة؟ |
| Şanslıysan bu gece bir kalede kalabilirsin. | Open Subtitles | ربما ستبقي في القلعة الليلة, لو كنتِ محظوظة |
| Sikkafalı kocaman bir kalede yaşıyor. | Open Subtitles | ل ديك ضخم يعيش في القلعة. |
| Evie, bir kalede yaşamak istiyordu ama yerde uyuyacağı ve saç kurutma makinesi için priz olmayan bir yere mi gitti? | Open Subtitles | ايفي)) أرادت أن)) تعيش في القلعة النوم على الأرض بدون مكان لا يوجد فيه مجفف الشعر؟ |
| Benimle büyük bir kalede yaşamak istiyor. | Open Subtitles | تود العيش في قصر كبير معي |
| Hampshire'da bir kalede uşakladı. | Open Subtitles | خدم من قبل في قصر في (هامبشير) |
| Bütün saflığımı kontraplak bir kalede yitirdim. | Open Subtitles | خشبية قلعة في الطفولية براءتي انتهت لقد |
| Sen, bizim okuIumuzun, bir kalede olacak olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلم أن مدرستنا سوف تكون فى قلعة ؟ |