Bu aralar evde bir kaplumbağa yaşıyor ve ayak parmaklarını çok seviyor. | Open Subtitles | هناك سلحفاة تعيش هنا مؤخرا ً وهي تحب المشي على أطراف أصابعها |
Ve zaman zaman, bir arkadaş bul, bir kaplumbağa bul ve uzun ve yavaş bir yürüyüşe çık. | TED | وبين كل هذا جد صديقاً .. جد سلحفاة واستمتع بمشي هادىء .. بمشي بطيء |
Yaranın içinden bir kaplumbağa çıktı, yüzüp gitti giderken de deniz ile kara arasında birbiri ardına rahatça geçişler yaptı. | TED | خرجت سلحفاة من الجرح وسبحت بعيداً، وهي تتناوب بسهولة بين البحر واليابسة. |
ben de postaya vereyim? Sana söyledim, kahrolası bir kaplumbağa çizmek istemiyorum. | Open Subtitles | هلّا تنسخين تلك السلحفاة مجدداً حتى أرسلها بالبريد |
- Spoilerlı bir kaplumbağa mı? | Open Subtitles | لم أرى في حياتي خنفساء لها سبويلر لا تلمس هذا شكرا |
Bir sabah uyandığımda kendimi bir kaplumbağa olarak bulacağım ve sonsuza dek yaşayacağım. | Open Subtitles | سوف أعيش للأبد إلى أن يأتي يوم وأستيقظ وأجد نفسي سلحفاة |
— Suçla savaşan bir tavşan olabilir. — Yahut cana yakın bir kaplumbağa. | Open Subtitles | يمكنه أن يكون أرنباً مُكافحاً للجريمة أو سلحفاة جديرة بالحب |
Hayır, ben her zaman bir kaplumbağa ile elim kalorifer borusuna bağlı dolaşırım. | Open Subtitles | لا، اني اتجولُ دائمًا يتجول مكبلة اليدين مع انبوب البخار و سلحفاة. |
N'aber millet? Az önce bir kaplumbağa kurtardım. Ya siz ne yaptınız? | Open Subtitles | حسناً جميعاً, لقد انقذت سلحفاة للتو ماذا فعلتم طوال حياتكم ؟ |
Sonra tam onu doğurmak üzereyken, zavallı kadının dev bir kaplumbağa yüzünden korkudan nutku tutuldu. | Open Subtitles | وبينما هي موشكة على أن تلد المرأة المسكينة أثار فزعها سلحفاة عملاقة. |
Yani, dedeni bir kaplumbağa için yalnız bırakacaksın! | Open Subtitles | حسنا انتِ تريدى ان تتركى جدك من أجل سلحفاة ؟ |
Gerçek bir kaplumbağa mı yoksa kabuğa saklanmış bir büyücü mü? | Open Subtitles | هل هو سلحفاة من الأساس أم هو سحلية متنكّرة في صدفة ؟ |
Bu hiç doğru değil. Yaşlı bir kaplumbağa ile uçaktan düşen bir evrak çantası, sevgili olmuş gibi. | Open Subtitles | هذا ليس صواباً، كأن سلحفاة بحرية عجوزاً تواعد حقيبة سقطت من طائرة |
Benim gibi garip bir kaplumbağa ile dünyayı gezmek ister misin? | Open Subtitles | لذلك، هل توافقين على مرافقة سلحفاة مجنونة مثلي؟ |
Ron, bundan biraz daha yavaş gidersen araba stop edecek. Bakın, bizden hızlı giden bir kaplumbağa var. | Open Subtitles | السيارة سوف تتوقف إذا مشيت أبطئ من هذه السرعة أنظر هنالك سلحفاة تسيرأسرع منا بجانبنا |
O canlı bir kaplumbağa Charlie! Evcil hayvan o. | Open Subtitles | تشارلي , هذه سلحفاة حقيقية أنه حيوان أليف |
Bilirsin bir kaplumbağa büyüdüğü zaman güçIü bir duruşu olmalı... | Open Subtitles | لأنه كما تعلم، عندما تجف السلحفاة يصبح كل شئ بشع و سئ، و لكني أحب ذلك. |
Onu besle,çünkü şişma bir kaplumbağa mutlu bir kaplumbağadır... | Open Subtitles | أطعمى الفتى، لأن السلحفاة الثمينة تكون سعيدة. |
Gördümüz gibi, bir tavuğun yumurtasından daha yuvarlak, ...bir tavuk yumurtasından çok bir kaplumbağa veya timsah yumurtası gibi... ve tabii ki, çok daha büyük. | Open Subtitles | سنرى أنها أكثر إستدارة من بيضة الدجاجة وأشبه ببيضة السلحفاة أو التمساح |
NASCAR'da ilk kez bir kaplumbağa yarışıyor. | Open Subtitles | أنا لم أسمع عن أي سيارة فولكس واجن خنفساء شاركت في الناسكار |
Boynunu bir kaplumbağa gibi içeri çekme. | Open Subtitles | لا تطوي رقبتِك كالسلحفاة ألم تستعد بعد؟ |
O bir kaplumbağa ve sınıfta olmaktan pek hoşlanmıyor. Koca gece tek başına kalıyor. | Open Subtitles | إنها سلحفاه ، و لم تكن تحب قاعة التدريس طوال الليل وحدها. |