Yani biz gökadanın kendisine takılırken, esasında orada bir karanlık madde bulutu var ve bu madde gökadanın yapısını ve dinamiklerini yönetiyor. | TED | نحن نرى المجرة لذا نركز فيها ، بينما أنها في سحابة ضخمة من المادة المظلمة وهو ما يسيطر على بنية المجرة وحركتها. |
Esasında bu ve diğer gökadalar, görünmeyen bir karanlık madde bulutunun içinde gömülü duruyorlar. | TED | في الحقيقة ، فإن هذه المجرة وكل المجرات الأخرى تبدوا وكأنها محاطة بسحابة من هذه المادة المظلمة. |
Onları görmenin bir yolu, bir karanlık madde parçacığının çarpıp sekmesini ölçebilecek çok hassas saptayıcılar inşa etmek. | TED | لذلك فإن إحدى الطرق للبحث عنها هي عبر بناء جهاز كاشف حساس جدا لجسيمات المادة المظلمة العابرة ويصطدم بها |
Ne tür bir karanlık madde olduğunu bu kızın içine girip girmediğini ve şu an nerede saklandığını bulmalıyım. | Open Subtitles | أريد أن أعرف ما نوع المادة المظلمة تكون هذه سواء كان ذلك قادم من هذا الطائر و أين يختبئ الآن |
Bu yüzden maden ocaklarının derinliklerine öyle bir sessizlik ortamı bulmak için bir karanlık madde taneciği uğultusunun bulucularına isabet etmesini sağlayabilmek için iniyorlar. | TED | وبالتالي يذهبون عميقا داخل المناجم لإيجاد نوع من الصمت البيئي الذي سيسمح لهم بالاستماع رنين جسيمات المادة المظلمة وهي تضرب أجهزة الكشف. |