Son birkaç yıldır gittikçe aklımda netleşen bir gözlem ile başlayalım, herhangi bir kişisel bilgi hassas bir bilgi haline gelebilir. | TED | دعنا نبدأ بملاحظة و التي، في رأيي، تزداد وضوحاً منذ سنوات قليلة، و هي أن أي معلومة شخصية يمكن أن تصبح معلومة حساسة. |
Antimikrobiyal direncin, büyük finansal ve özel bir kişisel maliyetle en büyük katilimiz olmasına izin veriyor muyuz? | TED | هل نسمح بالميكروبات المقاومة للمضادات أن تصبح أكبر قاتل لدينا، بخسائر مالية ضخمة وخسائر شخصية خاصة؟ |
Beyaz Oda Seansları çok ilkel görünür... bununla birlikte, hasta ile doktor arasında... çok güçlü bir kişisel ilişki geliştirmede son derece etkileyici olmuşlardır. | Open Subtitles | ستبدو حصص الغرفة البيضاء بدائية جداً ولكنها ما زالت لها تأثير حقيقي في تطوير علاقة شخصية قوية.. |
En iyi dostum büyük bir kişisel kriz yaşıyordu. | Open Subtitles | أفضل صديق لي في منتصف من أزمة شخصية ضخمة. |
Planlayıcının yıkıcı bir kişisel trajedi yaşadığını düşünüyoruz. | Open Subtitles | نعتقد أن المخطط اختبر مأساة شخصية مدمرة من نوع ما |
Üç adamı da hiç bir kişisel bağlantı olmadan sadece ziyaret etmiş. | Open Subtitles | الثلاث رجال كانوا فى زيارة فحسب لا صلة شخصية |
Hofstadter için karısının, Carol'ın ölümü büyük bir kişisel trajedi oldu. | Open Subtitles | مع أننا قد لا نتعرف عليه بشكل جيد لقد تطلب الأمر من هوفشتاتر المرور بتجربة شخصية قاسية كي يتعرف عليه |
Çoğu işlerde böylesi bir kişisel arama almazsınız. | Open Subtitles | فى أغلب الأعمال،لا تتلقّى مكالمة شخصية مثل تلك. |
İkinizin şu anda hala nefes alıyor olmasını bana yapılmış bir kişisel hakaret olarak sayıyorum. | Open Subtitles | أنا أعتبر كونكما لا زلتما تتنفسان إهانة شخصية لي |
Yaratıcı ekip salonunda herhangi bir kişisel eşyanız varsa lütfen onları hemen alın. | Open Subtitles | إن كان لديكم أي أغراض شخصية في الصالة الإبداعية رجاءً أبعدوها حالًا. |
Sonra da kendi cep telefonu numaralarından, kendi sesleriyle, haftalık bir kişisel mesaj üretiyoruz. | Open Subtitles | ثم نؤلف رسائل شخصية أسبوعية باستخدام أصواتهم ومرسلة من أرقام هواتفهم النقالة |
Ted Sarantos ve takımı büyük bir kişisel risk alarak bu diziyi yapmak için bir karar verdi. | TED | حينها قام تيد ساراندور وفريقه باتخاذ ذلك القرار بترخيص ذلك العرض، عنى ذلك الأمر أيضاً، بالمناسبة، قيامهم حينها بتحمّل مخاطرة شخصية هائلة صاحبت ذلك القرار. |
Bay Sillers, sanık hakkında ön yargı oluşturabilecek herhangi bir kişisel görüşünüz var mı? | Open Subtitles | سيد " سيلرز " ، هل لك أى آراء شخصية تجاه المدعى عليه تفيد تحاملك عليه ؟ |
- Herhangi bir kişisel eşyası var mı? Bavul? | Open Subtitles | هل كانت تحمل أي أغراض شخصية أو أمتعة ؟ |
Doyle'la derin bir kişisel bağı olan var mı? | Open Subtitles | اى شخص لديه علاقة شخصية اعمق ب" دويل " ؟ |
Jüri üyesi ve müvekkil arasındaki benzerliklere bakarız herhangi bir kişisel bağlantı, jürinin sempatisini kazanmada işimize yarayacaktır. | Open Subtitles | ... نقاط التشابه بين المُحلف ومُوكلك اي إتصالات شخصية ستُساعد على كسب تعاطف المُحلف |
Bir badire yaşamışsın ve senin için büyük bir kişisel değeri olan bir şeyi kaybetmişsin, doğru mu? | Open Subtitles | لقد وقعت في مكروه و قد فقدت شيئا عظيما ... قيمة شخصية, صحيح؟ |
Bir, kişisel alan. | Open Subtitles | ها نحنُ ذا. لدينا مساحة شخصية واحدة. |
Virüs Projesi bir sonraki NZT hapımı alana kadar beklemek zorunda ve iştirak etmem gereken ufak bir kişisel meselem de vardı. | Open Subtitles | "تحتَّم تأجيل مشروع التجسس حتى القرص التالي" "وكان ثمّة مسألة شخصية يتعيّن الاعتناء بها." |
Güzel bir kişisel ilgi yöntemi. | Open Subtitles | لمحة شخصية لطيفة |