Bu işi kolaylaştırın ve bir kilo mercimek verin. aşı oranını 6'ya katlayın. | TED | أجعل الأمر سهلا وأعط كيلو من العدس، وستتضاعف نسب التطعيمات بمعدل ست مرات. |
ve siz de bunu başarabilirsiniz ve insanlara hemen harekete geçmeleri için aşılamanın yanında bir kilo mercimek de verebilirsiniz. | TED | وبعدها تجعل الأمر أسهل وتمنح سببا للقيام بالفعل الآن بإضافة منحة من كيلو من العدس لكل تطعيم. |
Ama ikinci olarak, aşı yaptırmayı teşvik etmek için katılan herkese bir kilo mercimek verirsiniz. | TED | ثانياً، بتحفيز التطعيم بتقديم كيلو من العدس لكل شخص قام بالمشاركة. |
Cilde çok iyi geliyorlar ve kan sayesinde bayağı bir kilo verdim. | Open Subtitles | ولقد فقدت كثير من الوزن من خلال الدم الممتص |
Farzedelim ki her ev bir kilo çöp üretiyor. | Open Subtitles | دعونا نقول أن كل منزل يملك كيلو واحد من القمامة |
Oyuna falan gerek yok. bir kilo malla yakalandın. | Open Subtitles | لا نحتاج إلى أية لعبة وجدنا معك كيلوغرام كوكايين |
Ama böyle yazıyordu. bir kilo et için dört kilo tahıl. | Open Subtitles | . ولكن حسب ماهو مكتوب فان اربعة ارطال من الحبوب مقابل رطل من اللحمة |
Bir saatte bir kilo vermeyi çok sevsem de şu an bir buzlu içecek iyi giderdi | Open Subtitles | بقدر ما أحب أنني أخسر رطلين من وزني في الساعة بقدر ما أريد أن أتناول عصيراً مثلجاً الآن |
Ben bir kilo patatesin üzerine bir kasa hurma yer, bana koymaz, yine de yüzerim, demedi mi? | Open Subtitles | وقال إنه سوف يأكل كيلو من البطاطا وكيسمن الكاكي، ثم سيسبح دون أي مشكلة. |
Albayım, senden ekmek değil, bir kilo makarna istiyorum. | Open Subtitles | يا عقيد , لا أريد الخبز أريد كيلو من المعكرونة |
Örtüyü kaldırdığımda çocuğun yanında, bir kilo beyaz paketi duruyordu. | Open Subtitles | سحبت الغطاء وكان يوجد بجانب الطفل كيلو من المخدرات |
bir kilo kadar gerçeğini de tuvalete döktüm. | Open Subtitles | تخلّصت من كيلو من المادة الحقيقية فى المرحاض |
İmparator, bir kağıt parçasının, bir kilo pirince karşılık gelmesine karar vermiş. | Open Subtitles | وقد أصدر الإمبراطور حينها أمراً بأن تساوري قطعة ورق، 1 كيلو من الأرزّ |
Ben de arabanın altına bir kilo kokain yapıştırdım ve aynasızları çağırdım. | Open Subtitles | لقد وضعت كيلو من الكوكاكين أسفل السيارة و أتصلت بالشرطة |
Arabanın altında bir kilo Kolombiya kokosu var. Erkek olma zamanı. | Open Subtitles | هناك كيلو من المخدرات الكولمبية أسفل السيارة، حان الوقت لكي تكون رجلاً |
bir kilo plastik patlayıcı içerir ve mıknatıslıdır. | Open Subtitles | تحتوي على كيلو من المتفجرات المغناطيسية المرنة |
Kanıt bürosundan alınmış bir kilo eroin. | Open Subtitles | المحققين عثروا عليه وهو عباره عن كيلو من الهيروين |
Tarattım. bir kilo eroine karşılık geliyor. | Open Subtitles | أجريت فحصا عليه , وتبين أنه كيلو من الهيروين |
Şu şanslı bıdık öyle bir kilo verecek ki. | Open Subtitles | تلك المـرأة المحظوظة ستفقد الكثير من الوزن |
Böylece bir kilo tasarruf etmiş olacağız. | Open Subtitles | ستخف من الوزن حوالي كيلوجرام |
Avrupa'ya ulaşmak üzere olan 3 kişinin bilgilerini göndereceğim. Her biri bir kilo uyuşturucu taşıyor. | Open Subtitles | أنا على وشك أن أرسل لك تفاصيل عن ثلاثة أشخاص كلًا منهم يحمل كيلو واحد من المخدرات |
Satmak için bir kez bir kilo eroin bulundurma. | Open Subtitles | تهمة بحيازة كيلوغرام من الهيرويين بهدف التوزيع |
Burada sadece bir kilo et yazıyor. | Open Subtitles | الكلمات واضحة بشأن رطل من اللحم |
Bayağı iyi bir hafta geçirdim. bir kilo daha verdim. | Open Subtitles | لقد حظيت بأسبوع جيد و فقدت رطلين إضافيين |