"bir klasik" - Translation from Turkish to Arabic

    • كلاسيكية
        
    • كلاسيكي
        
    • تقليدي
        
    • الكلاسيكية
        
    • كلاسيكيّة
        
    • تحفة
        
    • من الكلاسيكيات
        
    • كلاسيكى
        
    50'lerin başından bir klasik. Tost kadar sıcak. Kemik kadar kuru. Open Subtitles ذو جمالية كلاسيكية في عقد الخمسينيات دافئة كنخب الخمر,جافة على العظم
    Hastayla ilgili tuttukları rapor, 1953'te Amerikan Psikiyatri Birliği'ne teslim edildi bu rapor psikiyatri literatürüne bir klasik vaka olarak yerleşti. Open Subtitles لقد تم تسليم تقريرهما عن الحالة إلى الجمعية الأمريكية للطب النفسى عام 1953 و أنها بالفعل تعتبر كلاسيكية الأدب النفسى
    Hevesli çalışma. Bu bir klasik. İşe yaramaması çok kötü. Open Subtitles المُجنّد المتلهّف ،هذا كلاسيكي من المؤسف أن هذا لن ينجح
    Belli bir yaştaki bir kadın ve bu bir klasik. Open Subtitles , انها امرأة في سن معين و هو لون كلاسيكي
    Benim bu çileden çıkışımın temelinde, müziğin benim seçmiş olması muhtemelen -çok safça da olsa- Skid Row'un ihtiyacının Bunker Hill'de çalan başka bir klasik müzik sanatçısı yeni Paul Farmer gibi birisi olduğunu hissetmemdi. TED وفي لب ازمتي هذه، شعرت بطريقة ما ان حياة الموسيقى اختارتني، حيث بطريقة ما ربما على الارجح في احساس ساذج، شعرت ان ما تحتاجه سكيد رو حقاً هو شخص مثل بول فارمر وليس موسيقي تقليدي آخر يعزف على بانكر هيل
    Kanepeye kıvrılmak isteyen? bir klasik seyretmek isteyen? Open Subtitles يجلس على الأريكة يشاهد الأفلام الكلاسيكية
    Annesi, müziği teybe kapsamlı olarak geçirip Avrupa'da ve ABD'de turneye çıkan bir klasik kemancıydı. Open Subtitles ? والدتُه عازفة كمان كلاسيكيّة والتي قامَت بجولة تسجيلات على نطاق واسِع
    Bu bir sanat eseri, bir klasik. Open Subtitles إنه تحفة فنية كلاسيكية
    Vanishing Point'deki Kowalski. Dostum, tam bir klasik araba. Open Subtitles كوالسكي) من نقطة الإختفاء) إنه من الكلاسيكيات يا عزيزتي
    Doğal felaketmiş, haydi oradan! Bu araba bir klasik, 73 model Buick. Open Subtitles تباً للقوة الخارقة ،هذه سيارة كلاسيكية موديل 73 بيوك ريف
    Birkaç yıldır kullanılmıyor... tepeden tırnağa yenilenmesi lazım, ama yine de bir klasik bu. Open Subtitles لقد كانت معطلة, تحتاج إلى إعادة بناء من الداخل لكنها مازالت كلاسيكية
    Annem Schöneberg Şehir Salonundaki bir klasik müzik konseri boyunca uyudu. Open Subtitles كانت أمي نائمة خلال حفل موسيقى كلاسيكية في قاعة المدينة في شنيبرغ
    Annem Schöneberg Şehir Salonundaki bir klasik müzik konseri boyunca uyudu. Open Subtitles كانت أمي نائمة خلال حفل موسيقى كلاسيكية في قاعة المدينة في شنيبرغ
    Gayda bir ahtapotla mı? ! Bu bir klasik. Open Subtitles مزمار قربة يقيم علاقة مع أخطبوط، هذه مزحة كلاسيكية
    Hayattaki diğer bir hayalim de büyük bir klasik kemancı olmaktı. Open Subtitles طموحي الآخر في الحياة هي أن أكون عازف "كمان" كلاسيكي كبير
    Bak, kollar bağlı, kafa yana yatık. Bu bir klasik. Open Subtitles آوه , إنظري , الأيادي مقبوضة ببعضها الرأس مائل , كلاسيكي.
    Görkemli bir şeymiş gibi gözüken değeri görülmemiş bir klasik. Open Subtitles فيلم كلاسيكي لا يلقى تقديراً كافياً يصور عظمة المستقبل.
    "Her ay yeni bir klasik veriyoruz" Open Subtitles "كل شهر، سيصلنا كتاب كلاسيكي إلى منزلنا."
    Başka bir deyişle, bu bir klasik. Open Subtitles بسبب عدم وجود تعبير أخر فذلك تقليدي
    bir klasik, yılın her zamanında. Open Subtitles -حسناً, انه تقليدي أي وقت في العام
    Ona göre bir klasik otomobile verilen 7,800$ iyi bir anlaşmadır. 7,800$ mı? Open Subtitles الحق يقال 7800 صفقة رابحة لتلك السيارة الكلاسيكية 7800؟
    İşte tam bir klasik Motor Şehri aracı. Open Subtitles الآن تلك سيّارة كلاسيكيّة فولاذيّة.
    - Elbette, o bir klasik. Open Subtitles بالطبع، إنها تحفة.
    Vanishing Point'deki Kowalski. Bu araba bir klasik! Open Subtitles كوالسكي) من نقطة الإختفاء) إنه من الكلاسيكيات يا عزيزتي
    Bu bir klasik. Tüm zemini buzla kaplayacaksın ve hızlı adamın yol tutuşu kalmayacak, değil mi? Open Subtitles هذا الشخص كلاسيكى, يُغطى الأرضية بالثلج و ينتشر , يمكنه سحبه, أليس كذلك؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more