"bir kriz" - Translation from Turkish to Arabic

    • الأزمات
        
    • هناك أزمة
        
    • وإذا ما كان هناك سقطة
        
    • يعاني من أزمة وجوديّة
        
    • نواجه أزمة
        
    • أزمة حادة
        
    • أزمة صغيرة
        
    • أزمة في
        
    • انها أزمة
        
    • انها ازمة
        
    Bu tepki bizim bir kriz anında hayatta kalmamızı sağlamak için var olan bir fizyolojik mekanizma yüzünden oluşuyor. TED وقد تطورت هذه الاستجابة من الآلية الفيزيولوجية، والتي صممت لتضمن بقاءنا على قيد الحياة في الأزمات.
    Fakat yine, bir kriz, yeni ortaklıklar, aktörler yerel olarak bunları sürdürlebilir şehir plancılığının kilit bir bileşeni olarak değiştiriyorlar. TED و لكن مجدداً، الأزمات و الشراكات الجديدة، يتحركون محلياً، يحولون تلك المناطق إلى عامل أساسي لتخطيط حضري مستديم.
    Bir şey yapmadığımı biliyorum ama şu an dünyada bir kriz var. Open Subtitles حتى لو كنت أعلم أنني لم أفعل شيئأً خاطئاً. هناك أزمة عالمية
    Pek çok kez bir kriz anında direnenlerin uzun saçlı olduğuna şahit oldum. Open Subtitles في كثير من الأحيان وقد لاحظت أن. أن شعر المتمردين الذين معرضون الى الاختراق عندما تكون هناك أزمة
    Siyasi bir kriz çıkarsa da sen halledersin, hiç şüphem yok. Open Subtitles وإذا ما كان هناك سقطة سياسية إذًا فأنا أثق بأنك يمكنك التعامل معها
    bir kriz durumuyla yüzleşiyoruz, binlerce hayat tehlikede. Open Subtitles إننا نواجه أزمة هنا، الآلاف من الأرواح معرضة للخطر
    Bir daha evine gelmemeye söz vermiştik, ama bu büyük bir kriz sayılır. Open Subtitles حسناً ، وعدناك بعدم القدوم إلى منزلك لكنها أزمة حادة
    Görünüşe göre Güney Çin Denizi'nde küçük bir kriz baş gösteriyor. Open Subtitles يبدوا أن هناك أزمة صغيرة تطبخ فى بحر الصين الجنوبى
    Çok üzgünüm. İşte bir kriz durumu olmuş. Bende hepinizin e-posta adresi var. Open Subtitles آسفة للغاية، هناك أزمة في العمل اصغين، لديّ كل بريداتكن الإلكترونية..
    "...ama unutma, gerçek bir savaşçı..." "...savaşın bir kriz ya da olay değil, sonsuz bir varlık hâli olduğunu bilir." Open Subtitles ولكن تذكر، المحارب الحقيقي لا يرى الحرب على انها أزمة أو حدث ما
    Bu bir kriz. Her zaman... Open Subtitles انها ازمة, انها حرب ليس من الضروري ان
    Seninle geleyim Pontius. Acil bir kriz olursa yardımcı olabilirim! Open Subtitles دعني أرافقك بنطيوس يمكنني مساعدتك في الأزمات
    bir kriz zamanında ülkenin iyiliğiyle ilgili. Open Subtitles بل يتعلق بمصلحة هذه البلاد فى فترة الأزمات
    Ama korkarım bir kriz olmadığında ne yapacağına dair hiçbir fikrin yok. Open Subtitles ولكنني أخشى أنك لا تعرف كيف تتصرف عند غياب الأزمات
    Genel bir kriz var ama bu dünyanın sonu değil. Open Subtitles هناك أزمة عامة ولكنّها ليست نهاية العالم
    Genel bir kriz var ama her şey yolunda diyorsunuz... Open Subtitles أنت تقول بأنّ هناك أزمة عامة ولكن كل شيء على ما يرام
    Siyasi bir kriz çıkarsa da sen halledersin, hiç şüphem yok. Open Subtitles وإذا ما كان هناك سقطة سياسية إذًا فأنا أثق بأنك يمكنك التعامل معها
    - Clipton, bir kriz yaşıyoruz. - Evet, efendim? Open Subtitles كليبتون , نحن نواجه أزمة نعم , سيدي
    Bu sefer daha vahim bir kriz içerisinde olduğunu kabul ediyorum lakin en hissi duygularımla Open Subtitles أعترف أنكِ عانيتِ من أكثر من أزمة حادة هذا الموسم ولكن بأمانة ..
    Burada küçük bir kriz var. Open Subtitles إذاً, لدينا أزمة صغيرة هنا
    Eğer yukarıda bir kriz olmasa şimdi de olmazdı. Open Subtitles إن لم تكن هناك أزمة في الخارج لم لتكن أن تحصل على أي زيارة الآن
    Bu bir kriz, bunları anlatamak kolay olmayacak Open Subtitles انها أزمة لست سعيداً بما سأقوله
    Bu gezegenlerarası bir kriz. Open Subtitles استغيث لك , ايها الملك العظيم انها ازمة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more