"bir kuyruk" - Translation from Turkish to Arabic

    • ذيل
        
    • الذيل
        
    Roger erkeklerin yanına ulaştığında takibin temposu aniden bir kuyruk fiskesiyle hızlanmaya başlıyor. Open Subtitles حالما دنا "روجر" بجانب الحيتان، تحوّل رتم المطاردة فجأةً لإزعاج كامل بضربة ذيل.
    Ve timsah gibi bir kuyruk, ama daha büyüğü. Değil mi? Open Subtitles وذيل مثل ذيل التمساح فقط اكبر منه اليس كذلك؟
    Jordie, dükkânda bir kuyruk var ve çıkış saati bile değil. Open Subtitles Jordie، أرى شكل ذيل ل ndose و n لا ساعة الذروة.
    dönen bir kuyruk istiyorsam, bir motor alır oyun hamuruna yerleştiririm ve işte hareket. TED وان أردت ذيلا دائرا .. سوف احضر محرك ومن ثم اضع بعض العجين عليه .. اقوم بإيصاله ومن ثم لدينا الذيل الدوار
    ve nabzınızla beraber hareket eder. Uygun koşullarda, bu noktanın ardından giden küçük karanlık bir kuyruk bile görebilirsiniz. TED وفي الظروف المثالية لمشاهدة هذه الظاهرة يمكن أيضا رؤية ما يشبه الذيل الأسود خلف نقطة الضوء
    Pofuduk bir kuyruk usulca rüzgârda sallanıyordu. Davetkâr bir ses duyuldu. Open Subtitles ذيل منفوش يتمايل فى النسيم، ازيز بالترحيب
    Ee, peki, büyük bir kuyruk mu, yoksa ufak bir şey mi? Open Subtitles نعم، الآن، هو ذيل كبير، أم أنها أشبه كعب؟
    Tanrı bile kusursuz erkeği alıp bir kuyruk yapıştırmış. Open Subtitles حتى يأخذ الله رجل الكمال والصفعات ذيل عليه.
    Yerini bulmuş bir kuyruk sopasından daha muhteşem bir şey yoktur, değil mi kızım? Open Subtitles آه ، لا يــوجــد شــيء أكــثــر المجيدة انـــت فــي وضـــع مــرمــوق ذيل هراوة، فـــتـــاة؟
    Vücudunun iki katı bir kafa bacaklarının arasında bir kuyruk, pençeler, bir kırmızı göz hem kız hem de erkek organları. Open Subtitles رأسه مرتين حجم جسده ذيل بين ساقيه مخالب ، وعين حمراء
    Dört bacak, bir kuyruk... Open Subtitles حسنا, لديه أرربع أرجل و ذيل ..
    Sanırım şurada küçük bir kuyruk omuru buldum. Open Subtitles أعتقد أن لدي بعض فقرات ذيل هنا
    O kadın bir kuyruk kadar güzel, ve o çirkin. Open Subtitles من المفترض أن يكون لديها ذيل وهي بشعة
    Roger tam erkeklerin yanına ulaştığı sırada takibin temposu, bir kuyruk fiskesiyle aniden artıyor. Open Subtitles حالما دنا "روجر" بجانب الحيتان، تحوّل رتم المطاردة فجأةً لإزعاج كامل بضربة ذيل.
    Bu çok hoş bir kuyruk, Kanga. Geri kalanımdan çok daha hoş. Open Subtitles ذيل جميل يا كانجا اجمل من باقي جسمي
    "Gerçek bir uçurtmaya gerçek bir kuyruk gerekir, değil mi?" Open Subtitles "الطائرة الجيدة تحتاج إلى ذيل رائع، ألا تعتقدون؟"
    Senin için bir baş, benim için bir kuyruk olacak Open Subtitles سيكون هناك a يَتوجّهُ إليك، a ذيل لي.
    Fakat bu bu en büyük değişikliği yapacak bir kağıt kadar ince ve öncekinden daha güçlü bir kuyruk. Open Subtitles هذا ماسيجعلك أكثر تغيراَ. الذيل رفيع كالورقه وأقوىمنذى قبل.
    Günümüzde bir sabit hat bir apandis ya da işlevini kaybetmiş bir kuyruk gibi. Open Subtitles في هذا الزمن , الخط الأرضي مثل الملحق أو الذيل الرمزي.
    Görülmeyen bir kuyruk ya da yüzgeç tarafından yaralanma tehlikesi var. Open Subtitles هنالك احتمال كبير بالتعرّض لإصابة خطرة بضربة مفاجئة من زعنفة أو أحد فصّي الذيل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more