"bir lütuf" - Translation from Turkish to Arabic

    • نعمة
        
    • هبة
        
    • فكِّري في
        
    • هو هدية
        
    • لنعمة
        
    • انها نعمه
        
    Apophis'i bir sorun olarak da görmüyorum. Aslında Apophis, bizim için gizli bir lütuf TED لا أظن أن أبوفيس يمثل مشكلة. في واقع الأمر، فإن أبوفيس هو نعمة خفية فى نتائجها،
    Fakat gerçekten de ölüm, bir lütuf olabilir. Open Subtitles لكن في بعض الأحيان الموت يمكن أن يكون نعمة
    Bunu yapabilmek bir lütuf. Open Subtitles انها نعمة أن تكون قادرة على القيام بذلك.
    Sizi canlı görmek büyük bir lütuf, Majesteleri. Open Subtitles إنها هبة عظيمة أن أراك على قيد الحياة، مولاتي.
    Burada kalırsak bu bir lütuf olur, gidersek ölüm fermanımız. Open Subtitles إما أن هذه هبة هنا، أو عقوبة موت بالخارج
    Apartman girişinde durduğum... ve kasetlerini çöplüğe attığım sırada... birden bunun bir lütuf olduğunu fark ettim. Open Subtitles كنت واقفة فى المدخل.. أرمى شرائطك فى موقد احراق القمامة.. عندما أدركت فجأة أن ما حدث كان نعمة
    Yanına git ve her günün bir lütuf olduğunu söyle. Open Subtitles حسناً، ادخل إليها و اخبرها أن كل يوم نعمة
    Ancak evrimi canlandırdıkları için aslında gizli bir lütuf sayılabilirler. Open Subtitles لكن بسبب أنها تحفّز التطوّر فقد تكون نعمة خفية.
    Ana ve bende ki şey, hem bir lütuf hem de bir lanetti. Open Subtitles و أنا متأكدة أننا امتلكنا نعمة ولعنة في نفس الوقت
    Ama mavi gözlü çocuğun korunması gereken bir lütuf olduğunun farkındaydı. Open Subtitles ولكنها تعرفت على الفتاة ذات العيون الزرقاء بأنها نعمة أجدادنا ويجب حمايتها
    Yıllık için resim çektirmemek, şimdi öyle görünmese bile bir lütuf olacak dersem eminim hislerinize tercüman olacağım. Open Subtitles أعتقد أنني أتكلم عنا جميعا حينما أقول أنه يجب علينا ألا نضع صورتنا في الكتاب السنوي قد يكون سترها نعمة
    Eh , bu olabilir kılık değiştirmiş bir lütuf . Open Subtitles حسناً, هذه قد تكون نعمة مقنعة أراهن على ذلك
    Geçici bir süre kör olursun, ama inan bana, bu bir lütuf çünkü görmek isteyeceğin son şey, sana ne olduğudur. Open Subtitles أنت أعمى مؤقتا ، ولكن ثق بي ، هذا نعمة ، لأن آخر شيء تريد أن تراه
    Bu yaşadığın değişimleri, bir gün gelecek bir lütuf olarak göreceksin. Open Subtitles جميع هذه التغييرات التي تمرّ بها، يومًا ما، ستعتبرها نعمة.
    Üzgünüm ama yüce isa bu bebegi rahmime sevgisini ve isigini sunmak için bir lütuf olarak koydu. Open Subtitles أنا آسفه، لكن الرب وضع الطفل في رحمي كـ نعمة لنظهر نوره وحنانه
    Annem beni sonsuz bir utanç kaynağından kurtarıyor. Bu fedakârlık değil. Bu bir lütuf. Open Subtitles أمي تُحررني من خلوديّة الخزيّ، ولستُ أرى ذلك تضحية، بل هبة.
    O yüzden böyle uzun vadeli bir iş fırsatı kenara biraz para atmak için Allah'tan bir lütuf. Open Subtitles مشاركة طويلة مثل هذا شيء من هبة من السماء، فرصة لتجديد الخزائن.
    Ama burada, o adamdan uzak geçirdiğim her dakika bir lütuf. Open Subtitles ولكن هنا، كل لحظة قضى خالية من هذا الرجل هو هدية.
    Seni tuzağa düşmekten alıkoymaları bir lütuf değil mi? Open Subtitles رغم ذلك إنها لنعمة أبعادك عن تلك المؤامرة الذكية ؟
    Tanrı'nın ne istediğini bilmek bir lütuf mu sence? Open Subtitles هل تعتقد انها نعمه أن تعلم ماذا يريد الرب

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more