| Apophis'i bir sorun olarak da görmüyorum. Aslında Apophis, bizim için gizli bir lütuf | TED | لا أظن أن أبوفيس يمثل مشكلة. في واقع الأمر، فإن أبوفيس هو نعمة خفية فى نتائجها، |
| Fakat gerçekten de ölüm, bir lütuf olabilir. | Open Subtitles | لكن في بعض الأحيان الموت يمكن أن يكون نعمة |
| Bunu yapabilmek bir lütuf. | Open Subtitles | انها نعمة أن تكون قادرة على القيام بذلك. |
| Sizi canlı görmek büyük bir lütuf, Majesteleri. | Open Subtitles | إنها هبة عظيمة أن أراك على قيد الحياة، مولاتي. |
| Burada kalırsak bu bir lütuf olur, gidersek ölüm fermanımız. | Open Subtitles | إما أن هذه هبة هنا، أو عقوبة موت بالخارج |
| Apartman girişinde durduğum... ve kasetlerini çöplüğe attığım sırada... birden bunun bir lütuf olduğunu fark ettim. | Open Subtitles | كنت واقفة فى المدخل.. أرمى شرائطك فى موقد احراق القمامة.. عندما أدركت فجأة أن ما حدث كان نعمة |
| Yanına git ve her günün bir lütuf olduğunu söyle. | Open Subtitles | حسناً، ادخل إليها و اخبرها أن كل يوم نعمة |
| Ancak evrimi canlandırdıkları için aslında gizli bir lütuf sayılabilirler. | Open Subtitles | لكن بسبب أنها تحفّز التطوّر فقد تكون نعمة خفية. |
| Ana ve bende ki şey, hem bir lütuf hem de bir lanetti. | Open Subtitles | و أنا متأكدة أننا امتلكنا نعمة ولعنة في نفس الوقت |
| Ama mavi gözlü çocuğun korunması gereken bir lütuf olduğunun farkındaydı. | Open Subtitles | ولكنها تعرفت على الفتاة ذات العيون الزرقاء بأنها نعمة أجدادنا ويجب حمايتها |
| Yıllık için resim çektirmemek, şimdi öyle görünmese bile bir lütuf olacak dersem eminim hislerinize tercüman olacağım. | Open Subtitles | أعتقد أنني أتكلم عنا جميعا حينما أقول أنه يجب علينا ألا نضع صورتنا في الكتاب السنوي قد يكون سترها نعمة |
| Eh , bu olabilir kılık değiştirmiş bir lütuf . | Open Subtitles | حسناً, هذه قد تكون نعمة مقنعة أراهن على ذلك |
| Geçici bir süre kör olursun, ama inan bana, bu bir lütuf çünkü görmek isteyeceğin son şey, sana ne olduğudur. | Open Subtitles | أنت أعمى مؤقتا ، ولكن ثق بي ، هذا نعمة ، لأن آخر شيء تريد أن تراه |
| Bu yaşadığın değişimleri, bir gün gelecek bir lütuf olarak göreceksin. | Open Subtitles | جميع هذه التغييرات التي تمرّ بها، يومًا ما، ستعتبرها نعمة. |
| Üzgünüm ama yüce isa bu bebegi rahmime sevgisini ve isigini sunmak için bir lütuf olarak koydu. | Open Subtitles | أنا آسفه، لكن الرب وضع الطفل في رحمي كـ نعمة لنظهر نوره وحنانه |
| Annem beni sonsuz bir utanç kaynağından kurtarıyor. Bu fedakârlık değil. Bu bir lütuf. | Open Subtitles | أمي تُحررني من خلوديّة الخزيّ، ولستُ أرى ذلك تضحية، بل هبة. |
| O yüzden böyle uzun vadeli bir iş fırsatı kenara biraz para atmak için Allah'tan bir lütuf. | Open Subtitles | مشاركة طويلة مثل هذا شيء من هبة من السماء، فرصة لتجديد الخزائن. |
| Ama burada, o adamdan uzak geçirdiğim her dakika bir lütuf. | Open Subtitles | ولكن هنا، كل لحظة قضى خالية من هذا الرجل هو هدية. |
| Seni tuzağa düşmekten alıkoymaları bir lütuf değil mi? | Open Subtitles | رغم ذلك إنها لنعمة أبعادك عن تلك المؤامرة الذكية ؟ |
| Tanrı'nın ne istediğini bilmek bir lütuf mu sence? | Open Subtitles | هل تعتقد انها نعمه أن تعلم ماذا يريد الرب |