Hayatımda ilk kez iyi bir lokantaya gitmiştim, gerçekten iyi bir restoranta. | TED | أتذكرُ المرة الأولى التي ذهبتُ فيها إلى مطعم جميل، مطعم جميل حقًا. |
Benimle güzel bir lokantaya gelmek ister misiniz? | Open Subtitles | أتريد أن تذهب إلى مطعم رائع معى؟ أنت جائع ؟ |
Neden şirin, sessiz, küçük bir lokantaya gidip kutlamıyoruz? | Open Subtitles | لمَ لا نذهب إلى مطعم هادىء ولطيف لنحتفل؟ |
Hayır, önce beni evime kadar takip eder. Ya da bir lokantaya veya bir benzinciye. Ondan sonra gebertir. | Open Subtitles | لا، أولاً سيلحق بي إلى منزلي أو إلى مطعم أو محطة وقود ثم سيقتلني |
Sabaha karşı 3'de bir lokantaya gitmek için ayrıldık. | Open Subtitles | ثم خرجنا عند حوالي الساعة 3 صباحًا متجهين إلى مطعم |
Biliyorsun Yuri Mikhalev gibi birine ait bir lokantaya gelemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك الخروج إلى مطعم يملكه شخص مثل "يوري ميكاليف" |
Ama beni hapse götürmek yerine bir lokantaya götürdü. | Open Subtitles | ولكن بدلاً من إقتيادي للسجن إذا به يقتادني إلى مطعم |
Hoş bir lokantaya gidiyorsun. | Open Subtitles | غبية أنتِ ذاهبةٌ إلى مطعم راقي |
Acaba bir lokantaya mı gitsek? | Open Subtitles | ربما سنذهب إلى مطعم "أراقفي" يا صحاب؟ |
bir lokantaya gidebiliriz veya,... | Open Subtitles | .... يمكننا الذهاب إلى مطعم أو |
(Gülüşmeler) Ve bir lokantaya giriyordu. | TED | (ضحك) وكان على وشك الدخول إلى مطعم. |