| Hayır. Bir müşteriye satın alacağı şey konusunda yardım ediyordum. | Open Subtitles | كلاّ، أنا فقط أساعد زبوناً بعملية الشراء هذا كل ما في الأمر |
| Ben zaten Bir müşteriye bakıyordum. | Open Subtitles | في الحقيقة أنا أساعد زبوناً الآن |
| Ben zaten Bir müşteriye bakıyordum. | Open Subtitles | في الحقيقة أنا أساعد زبوناً الآن |
| Bir müşteriye yiyecek bir şey ister misiniz dedim ve bana defol git dedi. | Open Subtitles | سألت أحد الزبائن ماذا يريد من القائمة و قالى غور |
| Mesela, Bir müşteriye numara 12 deniyordu. | Open Subtitles | على سبيل المثال أحد الزبائن كان مدعو بالزبون 12 |
| Yeni Bir müşteriye ihtiyaçları var gibi. | Open Subtitles | حسناً , يبدو أنهم يحتاجون زبوناً جديداً |
| Bir müşteriye yardım ediyordum. | Open Subtitles | كنت أساعد زبوناً |
| Bir müşteriye asla zarar vermem. | Open Subtitles | لن أؤذي زبوناً أبداً. |
| Bir hesap yöneticisi potansiyel Bir müşteriye bir sunum yapar. | Open Subtitles | مدير حسابات يقدّم هدية إلى أحد الزبائن |
| Bir müşteriye pislik yapmıştır. | Open Subtitles | لا بد انه اساء معاملة أحد الزبائن |