"bir müttefik" - Translation from Turkish to Arabic

    • حليف
        
    • كحليف
        
    • حليفا
        
    • حليفة
        
    • يكون حليفاً
        
    • كان ليكون حليفًا
        
    Büyüye karşı savaşta güvenilir bir müttefik olduğum için bana teşekkür etti. Open Subtitles أراد أن يشكرني على كوني حليف موثوق به في حربه ضد السحر
    Hayır. Yalnızca başka bir müttefik bulunana kadar kendini frenlemeni istiyorum. Open Subtitles لا، بل أطلب فقط أن تكبح نفسك حتى نجد حليف آخر.
    Francis öldüğünde İskoya için başka bir müttefik bulmanın ilk görevin olduğunu biliyordu. Open Subtitles فرانسس كان يعرف بأن البحث عن حليف كان اول شيء ستفعلينه بعد وفاته.
    Diger Arap liderler onu bir müttefik gibi degil rakip gibi görüyorlardi . Open Subtitles الزعماء العرب الآخرون رأوه كمنافس ليس كحليف
    Zihin güçlü bir müttefik olabileceği gibi en büyük düşmanın da olabilir. Open Subtitles العقل يمكن أن يكون حليفا قويا أو ألد أعدائك
    Cody ve ekibini, Damascus'a yanaşıp, anlaşma yapmaları için bir müttefik denizaltısında topladık. Open Subtitles أرسلنا كودي وفريقه في عملية إستطلاع حليفة إلى ناقلة البترول ديماسكاس للتفاوض
    Kuzey'in hükmü ondaysa çok değerli bir müttefik olur. Open Subtitles إذا كان حاكماً للشّمال، فسوف يكون حليفاً قيّماً لنا.
    Geleceğinde çok güçlü bir müttefik yapılabilirdi. Open Subtitles كان ليكون حليفًا قويًا فيما هو قادم
    Bir kişinin gücüydğ bu, bazen sizi rahatlatmak için tek bir müttefik yeter. TED هذه هي قوة الشخص الواحد أحيانًا يتطلب الأمر حليف واحد لتشعر بالراحة.
    Bulmalıyız uygun bir müttefik bu göreve yardım edecek. Open Subtitles حليف ملائم يجب ان نجد لان يساعدنا فى هذه المهمة
    Anlayışlı bir müttefik güvenilir bir akıl hocası asla yargılamayan bir arkadaş. Open Subtitles حليف سيفهم شخص ناصح نثق به صديق لن يطلق احكاما
    Anlayışlı bir müttefik güvenilir bir akıl hocası asla yargılamayan bir arkadaş. Open Subtitles حليف سوف يتفهم ناصح يمكننا الثقة به صديق لن يحكم ابدا
    bir müttefik ki bu sınırlar içerisinde birlikte görülmeyi göze alamayacağı birisi... Open Subtitles حليف لا تستطيع المُخاطرة بلقائه داخل تلك الجُدران.
    Kendi sorumluluğuyla vazifesini yerine getiren bir müttefik. Open Subtitles حليف مستقل يقوم بواجبه على مسؤوليته الخاصة
    Toplayıcılar, benim için iyi bir müttefik oldular. Open Subtitles هؤلاء الـ"جامعون للبذور" كانوا جيدون معي كحليف
    Fransa'yı bir müttefik olarak istiyorsan, Open Subtitles أذا كنتِ تريد فرنسا كحليف
    Attila, seni bir müttefik ve bir dost olarak karşılıyoruz. Open Subtitles (أتيلا) نرحب بك كحليف وصديق
    Onu kendi tarafımıza çekebilirsek... ..çok güçlü bir müttefik olur. Open Subtitles إذا أمكن تحويله فسيكون حليفا قويا
    Ama aynı zamanda çok güçlü bir müttefik olabilirler. Open Subtitles لكن بإمكانهم أيضا أن يكونوا حليفا قويا
    Soğuk savaş sırasında, orada bir müttefik askeri üs vardı. Open Subtitles خلال الحرب الباردة كان هناك قاعدة حربية حليفة
    Bir arkadaş değilsin. Ama bir müttefik olduğuna inanıyorum. Open Subtitles أنت لست صديقة ولكني أصدق كونك حليفة
    Açgözlülük güçlü bir müttefik olabilir. Open Subtitles يُمكن للجشع أن يكون حليفاً قوياً.
    Geleceğinde çok güçlü bir müttefik yapılabilirdi. Open Subtitles كان ليكون حليفًا قويًا فيما هو قادم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more