AF: Chris, bu, ekonomi için tasarlanmış inanılmaz bir madde. | TED | أ.ف: كما ترى، كريس، إنها مادة رائعة مصممة للنشاط الاقتصادي. |
Kristal Tıkanık-açıcı Süper Güçlü Küvet Temizleyicisi yakıcı bir madde. | Open Subtitles | الكلوغو البلوري عالي الجهد مزيل الإنسداد الجاف إنه مادة كاوية |
Julie'nin yarasının etrafında kanla karışmış yabancı bir madde var. | Open Subtitles | كنت أنظر لنتائج المختبر هناك مادة غريبة مختلطة بجرح جولى |
İçinizden birinin tehlikeli bir madde tarafından enfekte olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | نحن نعلم بكل تأكيد أن واحداً منكم تلوث بمادة خطيرة |
Peki bu kadar bol ve değerli bir madde, daha az değerli maddelere kıyasla neden çok daha az bir oranda geri dönüştürülmektedir? | TED | فلماذا مثل هذه المادة الوفيرة والقيمة لا تسترد بأي شكل بالقرب من معدل استرجاع المواد الأقل قيمة؟ |
Bu aktif yakıcı bir madde Bunu bilmiyorum,öğrendiğim iyi oldu. | Open Subtitles | يمكن ان تكون مادة مؤكسدة ، ولم أكن اعرف هذا |
Seni ısıran parazitin zehrinde felç edici bir madde var. | Open Subtitles | ذلك الطفيلي الذي لدغك، لديه مادة في سُمه تسبب الشلل. |
Şanssızlığa bakın ki uygarlığımızın atık ürünü alelade bir madde değil. | Open Subtitles | و من سوء حظنا أن المُخَلَّف الرئيسي لحضارتنا ليس بأي مادة |
Ve yüzeyde kurumuş,koyu bir madde görüyorum, ama otopsiye kadar emin olamam. | Open Subtitles | وأرى مادة جافة وغامقة على السطح، لكنني لست متأكدة حتى بعد التشريح |
Bu, konserve yiyeceklerin iç kaplamasında bulunan sıkılaştırıcı ve sentetik bir madde olan östrojendir. bazı plastiklerde de bulunudr. | TED | إنه مادة صلبة وإستروجين صناعي يوجد في الأطعمة المعلبة وبعض المواد البلاستيكية. |
...az bilinen bir madde üzerinde çalışmak için... ...uluslararası araştırmacılardan oluşan bir takım oluşturdum. | TED | لدراسة مادة لم تدرس إلا قليلا .ونجدها عند الناس في كل مكان |
Nihayetindeyse, strafor geri kazanılamayan bir madde olarak sayılıyor, çünkü dönüşümü ne makul, ne de uygulanabilir. | TED | ونتيجة لذلك، يعتبر الستايروفوم مادة غير قابلة للتجديد، لأنه ليس من المجدي إعادة تدوير البوليسترين. |
Mikroplar ve bakteriler, zengin, dünyevi toprak olan yeni bir bir madde oluşturmak için önce karbon olurlar, sonra protein. | TED | تفكّك الميكروبات والبكتيريا الكربون، ثم البروتين لتخلق مادة جديدة، وسطًا ترابيًا غنيًا. |
soğuduğunda tuğla gibi sert bir madde idi. bunu ateşlediğinde ise yarasa gibi uçuşuyordu. | TED | وبعد ذلك برد فتحول إلى مادة طوبية صلبة، حين تشعلها، تنفجر مثل مضرب. |
Saydam güneş pilleri için yeni bir bağ, yeni bir madde keşfettiler. | TED | لقد اكتشفوا رابط جديد، مادة جديدة لخلايا الطاقة الشمسية الشفافة. |
Sıtma paraziti tarafından üretiliyor. Çok ilginç kristal benzeri bir madde, | TED | تفرزه طفيليات الملاريا. و هي مادة كريستالية مثيرة للإهتمام, |
- Kimyasal bir madde değil. | Open Subtitles | لا,إنها لا تسحب الطيف فليست بمادة كيميائية |
Ama eter sanayide de kullanılan bir madde. | Open Subtitles | و لكن هذه المادة تستخدم في الصناعة أيضاً |
Dişlerde, dişetlerinde ve dudaklarda tanımlanamayan kuru, siyah bir madde var. | Open Subtitles | Hmm. الأسود الجاف الغير معروف المادة على الجبهةِ |