Bu sadece insanlari senden uzak tutmak için giyilmis bir maske. | Open Subtitles | لكنني أعلم أن تصرفاتك هي لإبعاد الناس عنك هذا قناع فقط |
bir maske almak garip bir şey değil. Kim niye hatırlasın ki bunu? | Open Subtitles | هل ليس من الغريب شراء قناع واحد لماذا اي احد سيتذكر هذا ؟ |
Yüzüne korkunç keçi derisi bir maske taktılar. Ondan sonra ne beklersin ki? | Open Subtitles | وألبسوه قناعاً مخيفاً من جلد ماعز فمالذي تتوقعونه؟ |
Bazen yüzünde yanık olan kurbanlar tedavi süresince şeffaf bir maske takarlar, böylece sen yarayı görebilirsin, fakat yara hala korunuyordur. | Open Subtitles | أحياناً ضحايا حروق الوجه يرتدون قناعاً خلال العلاج يمكنك رؤية الجروح ولكنها محمية |
O tarz bir maske bayağı pahalı. | Open Subtitles | حسنا , هذا النوع من القناع غالي جدا |
Siyah bir maske takan biri. | Open Subtitles | أعتقد أنه لص أو شىء من هذا القبيل لقد كان يرتدى قناعا أسود |
Ama başka biriyle çalışıyordu. Onu gördüm, kafatası sembollü bir maske takıyordu. | Open Subtitles | لكنّه كان يعمل من أحد، وقد رأيته ارتدى قناعًا عليه صورة جمجمة |
Kendini acıdan korumak için giydiğin başka bir maske bu bence. | Open Subtitles | أعتقد بأن هذا مجرد قناع آخر تضعينه لتحمي نفسكِ من الألم |
Beni görmeye gelen herkes bir maske takmak ve vücutlarının heryerini kapatmak zorundaydı. | TED | ولم يكن يستطيع احد الدخول الى تلك الغرفة بدون قناع وجسده بالكامل مُغطى وتم تطهيره |
Bebeklere bir maske yapmaya çalışmışlar anne veya baba çocuğu tutabiliyor - çünkü yakınlık çok önemli - | TED | لقد حاولوا صنع قناع للطفل الرضيع الذي بطريقةٍ ما تمكّن الرضيع أن يُمسك بواسطة الوالدين، بسبب أهمية قربها من الجسم |
Bu olaydan sonra beklenmeyen olduğunda her yerde kolayca bulunan bir maske nasıl yapılabilir diye düşünmeye başlamış. | TED | لذلك كانت دائمًا تفكر بعد ذلك في إمكانية وجود قناع بسيط يكون متوفرًا في كل مكان عندما يحدث غير المتوقع. |
Kıyafetleri siyahtı, şeytan suratına benzeyen bir maske takıyordu. | Open Subtitles | يرتدى زيَّاً أسود، قناع مخيف، شيء شيطانِ ذو الوجهِ الشيطانيِ. |
Adamın duygusal anlamda kafasının karışık olduğunu ve sandviçin sadece oğluna karşı olan duygularını gizlemek için bir maske olduğunu sandın. | Open Subtitles | ظننت هذا الرجل مضطرباً و كانت الشطيرة مجرد قناع لإخفاء مشاعره تجاه ابنه بالفعل |
Yüz yanığı hastaları tedavi için açık bir maske takarlar. | Open Subtitles | ضحايا حرائق الوجه يرتدون قناعاً واضحاً اثناء العلاج |
Ryoka Hollow'a benzer bir maske takıyordu. Reiatsu'su ise bence Kaptan seviyesindeydi. | Open Subtitles | نعم، الدخيل كان لابساً قناعاً كالهولو والرايتسوا الخاصة به بمستوى القادة |
Sana bir maske takar, suya atarım. | Open Subtitles | يمكنني أن أعطيك قناعاً, وأرميك في الماء. |
bir maske takıp insanlara yardım etmenin neresi imkânsız ki? | Open Subtitles | أن تضع قناعاً وتساعد الناس، كيف يكون ذلك مستحيلاً؟ |
Ama yanıma bir maske ve eldiven de almıştım çünkü planım basitçe Stan'i tehdit edip ödülü almaktı. | Open Subtitles | لكنّي أحضرتُ قناعاً وقفازات كذلك، لأنّي أردتُ أن أهدّده ببساطة وأسرق الجائزة. |
Yani o, kadının yüzünü hırpaladı çünkü onun bir maske olduğunu düşündü. | Open Subtitles | إذاً عملت على تشويه وجه امرأة لأنها ظنت أنه كان قناعاً. |
Bu iyi. Gayet iyi bir maske. | Open Subtitles | ذلك جيد، نوع من القناع الجيد |
Siyah bir maske takan biri. | Open Subtitles | أعتقد أنه لص أو شىء من هذا القبيل لقد كان يرتدى قناعا أسود |
Sistemi oluşturmak için genel yüz tanıma yazılımını kullandım. Ama beyaz bir maske takmadıkça sistemi test etmek gerçekten zordu. | TED | لذا استخدمت برمجة موسعة للتعرف على الوجه لبناء النظام، لكني وجدت أنه من الصعب اختباره مالم أضع قناعًا. |