Reklamcılar bunu asla yapmaz demiştin ve bunu bir meydan okuma olarak gördüm. | Open Subtitles | حسنا، لقد قلت ان المعلنين لايمكن ان يفعلوها.. وقد رأيت ذلك كـ تحدي |
Asıl güç olan toplumun bu olasılığı algılayışını değiştirmek ve bu büyük bir meydan okuma. | TED | ولكن التحدي هو تغيير إدراك المجتمع للإمكانيات، وهذا تحدي كبير. |
Geçtiğimiz yıl, daha da zor bir meydan okuma sergiledik. | TED | في العام الماضي، أعلنا عن تحدي أكثر صعوبة |
İlk başta onun mevkisi için bir meydan okuma zannetmiştik. | Open Subtitles | .في البداية، افترضنا هجومه كان تحدياً .من قبل عضو آخر ليطالب بمنصب سيمون |
Yetişkin hayatımın çoğunda bana seslenen bitmemiş bir meydan okuma var. | TED | هناك تحد واحد لم ينتهِ بعد والذي كان يناديني في أغلب حياتي الراشدة. |
Bu, Roma'nın otoritesine doğrudan bir meydan okuma değil mi? | Open Subtitles | إنه تحدٍ مباشر للسلطة في روما ، أليس كذلك ؟ |
Az önce 2000 günlük bir meydan okuma kazandım ve bundan dolayı, oldukça havalı bir topluluk geliştirebildik benim kanalımda. | TED | وأنهيت تحدي ال 2000 يوم بالفعل، وبذلك، طورنا مجتمعا مدهدشا هنا في القناة. |
"bir meydan okuma gerçekleşebilir ve bu centilmence sürdürülür." | Open Subtitles | أي تحدي قَدْ يُقدّمُ وبنبل الوسائل تتابعتْ |
Acemi bir meydan okuma tecrübe ve yetenek ile karşılanmalıdır. | Open Subtitles | أي تحدي ساذج الّذي سيقابل بالتجربة والمهارة. |
Linuxtan gelecek ağır bir meydan okuma sayesinde. | Open Subtitles | حيث الويندوز تواجه تحدي كبير من نظام اللينكس |
Tamam Trubotsky, yeni bir meydan okuma, ve bu oldukça büyük bir meydan okuma. | Open Subtitles | حسنا,تروبوتسكي,تحدي جديد, وهذه المره انه تحد كبير |
Tek söylediğim bu derece vahşetin, herkesi kendi seviyelerine çekmek için... bir meydan okuma olduğu. | Open Subtitles | كل ما أقوله هو أن هذا المستوى من الوحشية يعد بمثابة تحدي من قِبل المجرمين محاولين جرّنا إلى مستواهم |
Bu bir meydan okuma mı? Bu bir iddia. Kesinlikle sevişe-- | Open Subtitles | هل هذا تحدي ؟ انه رهان بالتأكيد استطيع ان أحبه |
Bu büyük bir meydan okuma. | Open Subtitles | الضرب أمام 25000 إلى 30000 متفرج إنه تحدي كبير |
Bana kendime meydan okumamı söylediniz ve Dylan Schoenfield da büyük bir meydan okuma. | Open Subtitles | نعم، لقد أخبرتني بأن أتحدى نفسي. وديلان شونفيلد تحدي كبير |
Senin söylediklerini not edecekler ki bu da yangın gibi yayılmasını sağlayacaktır ve ülke çapındaki gayrimenkul sahipleri için doğrudan bir meydan okuma olacaktır. | Open Subtitles | و سيقوموا بتدوين كلماتك و تنتشر أكثر و سيقولون أنه تحدي قوي و متجه من المقاطعة إلى كامل الدولة |
Ve bu süreç şüpheyle birlikte gidiyor, onunla hiç bitmeyen bir sohbet ve bazen ona karşı bilinçli bir meydan okuma içeriyor. | TED | وهو يمضي يدا بيد مع الشك، في حوار لا ينتهي معه، وأحيانا في تحد واع له. |
80'lerden beri yazı tura bile atmadım. Bu sadece bir meydan okuma. | Open Subtitles | أنا أضع النقود فقط لتشجيعه هذا تحد أليس كذل |
Ben de bunu bir meydan okuma olarak aldım tabii. | TED | لذلك إعتبرت ذلك تحدٍ شخصي .. وبصورة أساسية .. |