Ah, belki de gerçek bir muhabirin neye benzediğini hatırlamanı istediğim için gelmişimdir. | Open Subtitles | آه، إعتقدَ بأنّك قَدْ تُريدُ ان تذكر كيف المراسل الحقيقي يبدو |
Bu yüzden monoton ve eskimiş haberler bir muhabirin uğraşması gereken şeyler değildir. | Open Subtitles | لذا فالتكاسل و البحث عن بعض الأخبار القديمة هو ما لا يجب على المراسل فعله أيضا |
Bu, bir muhabirin önemli bir haber peşinde olduğu zaman mı, yoksa birisi 6/49 için numara seçmeye mi çalışıyor? | Open Subtitles | هل هذه نظرة مراسل على أثر خبر مثير أو أن شخصا يحاول إيجاد أعداد اليانصيب الفائزة؟ |
Bu, bir muhabirin önemli bir haber peşinde olduğu zaman mı, yoksa birisi sayısal loto için numara seçmeye mi çalışıyor? | Open Subtitles | هل هذه نظرة مراسل على أثر خبر مثير أو أن شخصا يحاول إيجاد أعداد اليانصيب الفائزة؟ |
Bu yüzden bir muhabirin böyle düşünüp konuşması gayet doğal. | Open Subtitles | لذا فمن الطبيعى للمراسل أن يفكر و يتحدث هكذا |
Onları hazırlık ve herhangi bir muhabirin sorularına karşılık kullanın. | Open Subtitles | استعملوهم لإعدادية وخلفية أي مراسل لديه أسئلة |
Orada durup bana havladığına göre bir muhabirin nasıl olması gerektiğini biliyorsun galiba? | Open Subtitles | هل تعرف حتى ما يفعله المراسل ... بينما تقف هنا وتنبح علي |
Haklısın. bir muhabirin nasıl davranması gerektiğini bilmiyorum. | Open Subtitles | أنت محقة و ما أدراني بما يفعله المراسل. |
bir muhabirin en önemli aletiyle. | Open Subtitles | إنها وسيلة المراسل الأكثر أهمية. |
bir muhabirin en önemli aletiyle. | Open Subtitles | إنها وسيلة المراسل الأكثر أهمية. |
Sana The Herald'dan tanıdığım bir muhabirin adını vereceğim. | Open Subtitles | سأعطيكَ إسم المراسل الذي أعرفهُ من جريدةِ "ذا هيرالد" |
Ama bir muhabirin ilk yapması gereken gerçeğe sadakattir. | Open Subtitles | ولكن الولاء الاول للمراسل هو للحقيقه |
-Sadece titiz olmaya çalışıyorum. -İyi bir muhabirin çizgisi. | Open Subtitles | فقط حاولت أن أكون شاملة - العلامة للمراسل الجيد - |
Ama bir muhabirin ilk yapması gereken gerçeğe sadakattir. | Open Subtitles | لكن أي مراسل الولاء الأول للحقيقة. |