"bir mutfakta" - Translation from Turkish to Arabic

    • في مطبخ
        
    Dikkate değer diğer bir şey de, bir mutfakta iki aşçıya yer olmadığı. Open Subtitles وأيضاً هناك أخبراً مثيرة ليس هناك مجالاً لتضع طباخين في مطبخ واحد
    Tekrar gerçek bir mutfakta yemek pişirmek hoş olurdu. Open Subtitles فليس لديّ مانع بإعداد الطعام في مطبخ حقيقي مجدداً
    Ve lütfen öyle olursa söyle, ama ben bir mutfakta iş bulmaya çalışıyorum çok iyi bir restaurantta, ve... Open Subtitles وأرجو أن تخبرني إذا كان كذلك لقد كنت احاول الحصول على وظيفة في مطبخ لاحد المطاعم الراقية
    Bu aile içi kavganız normalmiş gibisiniz. Normal bir mutfakta normal insanlarsınız sanki. Open Subtitles تتشاجران وكأنّنا في وضع طبيعيّ، وكأنّكما شخصان طبيعيّان في مطبخ طبيعيّ.
    Sonra arkana yaslan ve acıyı, sikko bir mutfakta üretilen adı bilinmeyen bir uyuşturucudan bilinmeyen dozlarda alarak dindir. Open Subtitles وبعدها تجلسين لتخفيف وطأة الألم. بجرعاتٍ مجهولة لدواءٍ غير معلوم مصنوعٌ في مطبخ أحدهم اللعين.
    Bu konferansın sonucu olarak, çocukların evde, örneğin gürültülü bir mutfakta ders calismalarina yardımcı olmak üzere tasarlanmış ücretsiz bir uygulama geliştirildi. TED ومن هذا المؤتمر، وبالمناسبة، تم إطلاق تطبيق مجاني يهدف إلى مساعدة الأطفال على الدراسة إذا كان عليهم العمل في المنزل، على سبيل المثال، في مطبخ صاخب.
    Üç gün sonra Skinny Faddeev'i Prostranstvada bir mutfakta buluyorlar. Open Subtitles بعد ثلاثة أيام، وجدوا (سكيني فاديف) في مطبخ مطعم (بروسترانسفا)
    Irak mayın tarlalarından, bir mutfakta öldürülmek için kurtulmuş. Open Subtitles نجح في ميادين العراق ليقتل في مطبخ
    Bir sınıfta ders veriyor, bir mutfakta çalışıyor veya bir salonda vücut çalışıyordunuz ve çağrıldınız. Open Subtitles سواء أكنتم تعلّمون في فصل الدراسة أو تعملون في مطبخ... أو تتدرّبون في صالة رياضة لكنّكم سمعتم النداء
    Benim bile olmayan bir mutfakta çalışabilmek için mi? Open Subtitles لأستطيع أن أخدم في مطبخ لا أملكه حتى؟
    bir mutfakta işe girdim. Open Subtitles . لقد حصلت على وظيفة في مطبخ
    Sürekli geçmişe dair hikayeler anlatmayı, kuş gibi nasıl yaşadığını, iki dünya savaşı boyunca ormanda ne bulursa onu yiyerek yaşadığını, karısıyla birlikte 100 yaşını nasıl aştığını anlatmaya bayılyor. Görüşmeyi yaptığım yerde, küçük sevimli bir mutfakta altı çocuk yetiştirmişler. TED أحب سرد القصص على سبيل المثال كيف عاش حرا كالطير فيتغذى على ما يمكن أن يجده على أرض الغابة ليس خلال حرب عالمية واحدة بل اثنتين، كيف أنه هو وزوجته (التي جاوزت المائة عاما أيضاً) ربّوا ستة أطفال في مطبخ صغير وحميم حيث تحاورت معه.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more