Erkeğimin şehvetli poposunu almak için iyi bir nedenin vardır umarım. | Open Subtitles | من الأفضل لك أن يكون لديك سبب لأخذ مؤخرة رجلي الرائعة |
Umarım beni buraya getirttiğin için iyi bir nedenin vardır. Pancevo Sanayi Bölgesi YUGOSLAVYA 1985 | Open Subtitles | آمل أن يكون لديك سبب وجيه جداً لاستدعائي إلى هنا |
Adamların o uçaktan indirdiğin için inşallah iyi bir nedenin vardır. | Open Subtitles | من الافضل أن يكون لديك سبب مقنع جدّا لجعل رجالي ينزلون من تلك الطائرة. |
Umarım sebep olduklarını açıklayacak bir nedenin vardır! | Open Subtitles | من فضلك اخبريني أنك حصلتِ على شيء من هذه الفوضى |
Umarım sebep olduklarını açıklayacak bir nedenin vardır! | Open Subtitles | من فضلك قولي لي انكِ حصلتِ على شيء لاظهار هذه الفوضى. |
Eminim bu zamansız müdahale için iyi bir nedenin vardır. | Open Subtitles | آمل أن لديك سبب وجيه لهذه المقاطعة |
Eminim iyi bir nedenin vardır, Lou. | Open Subtitles | لابد أنه كان لديك سبب قوي يا "لو". |
Bunun için iyi bir nedenin vardır, Tayler, doğru mu? | Open Subtitles | لابد بأن لديك سبب مقنعاً لحدوث ذلك يا (تيلور)؟ |
Üstümü aramak için bir nedenin vardır herhalde? | Open Subtitles | هل لديك سبب للربت علي؟ |
- Mm. - ama iyi bir nedenin vardır. | Open Subtitles | ممم ولكن لديك سبب جيد |