Daha sonra bizi görmeye gel. Sana bir Noel hediyesi vereceğiz. | Open Subtitles | تعالى بالاعلى وسوف تحصلى على هدية عيد الميلاد |
- Senin için bir Noel hediyesi almak istiyorum. - Benim paramla mı? | Open Subtitles | سوف اشترى لك هدية عيد الميلاد بفلوسى أنا؟ |
Ajan Bristow için bir Noel hediyesi aldın mı? | Open Subtitles | هل اشتريت هدية عيد الميلاد الى العميلة بريستو؟ |
Nihayet hazır. Erken bir Noel hediyesi mi? | Open Subtitles | أخيرا أصبحت جاهزة. هدية عيد ميلاد مبكرة؟ |
Dur bakalım, sana erken bir Noel hediyesi vereyim. | Open Subtitles | إنتظري، سأعطيكِ هدية عيد ميلاد صغيرة مبكرة. |
O yüzden sana erken bir Noel hediyesi aldım. | Open Subtitles | لقد أحضرت هدية كريسماس صغيرة قبل الكريسماس |
Önemli değil, zaten öyle bir beklentim yoktu. O aslında bir Noel hediyesi değil. | Open Subtitles | لا بأس ، لم أتوقع منك هدية إنها فى الحقيقة ليست هدية العيد |
Bir araya gelip ona güzel bir Noel hediyesi alalım. | Open Subtitles | دعونا نذهب جميعنا و نشترى له هدية الكريسماس |
Sadece balayınız için iyi dileklerimi sunmak ve Kraliçemize erken bir Noel hediyesi vermek istedim. | Open Subtitles | لكني أجلتها لكم ، من أجل أن أتمني لكم فقط شهر عسل طيب و لتقديم هدية عيد الميلاد لملكتي مبكراً |
Onlara büyük bir teşekkür olarak, şöyle tepesinde kurdelesi olan büyük bir Noel hediyesi gibi, alın, klasik World Slavery turnesi. | Open Subtitles | ذلك. ككبير شكرا. إيارجي هدية عيد الميلاد ملفوفة في مربع مع القوس كبير في الأعلى. |
Princeton Heights diskalifiye oldu ve Shiloh için erken bir Noel hediyesi oldu. | Open Subtitles | مع حرمان فهود برينستون من التأهل هذه هدية عيد الميلاد لنسور لشيلوه |
Orospu çocuğu kocası ona bir Noel hediyesi getirdi bunun için evlenmediğini söyleyip çekti gitti! | Open Subtitles | زوجها اللعين جاء وأعطاها هدية عيد الميلاد هذه وأخبرها أنه ليس مُهيئاً لهذا وتركها |
- Ona bir Noel hediyesi verdin. | Open Subtitles | لقد قدمت لها هدية عيد الميلاد المجيد |
İşte şimdi Ruslar bana bir Noel hediyesi verdi. | Open Subtitles | وأعطى الآن روسكيس لي هدية عيد الميلاد. |
- Bu bir mucize! - Ne kadar güzel bir Noel hediyesi! | Open Subtitles | أنها مهجزة يا من هدية عيد ميلاد |
Sadece erken verilmiş bir Noel hediyesi. | Open Subtitles | إنها مجرد هدية عيد ميلاد مبكرة |
Her yıl çok güzel bir Noel hediyesi alıyor olmalı. | Open Subtitles | يجب أن تعطيه هدية عيد ميلاد كل عام |
Ağır bir Noel hediyesi. | Open Subtitles | هدية عيد ميلاد ثقيلة |
Kendime erken bir Noel hediyesi. | Open Subtitles | أهديتُ نفسي هدية كريسماس قبل الزحمة |
"Ülkemize ve bizi sevenlere çok değerli bir Noel hediyesi veriyoruz, ve bu cesur ordunun bir parçası olmanın verdiği ayrıcalıkla, kendimiz için de gerçekten mutlu bir noel yaratıyoruz." | Open Subtitles | سنقدم لوطننا و لاحباءنا هدية كريسماس قيمة و بالمشاركة في هذه الحرب نحن نصنع لانفسنا كريسماس سعيد" |
Ve işte siz bir Noel hediyesi ile buradasınız. | Open Subtitles | وها انت معك هدية كريسماس |
Hayır, işin aslı, incebağırsaklar dalağın etrafına düğümlenmiş. Yeşil ve kırmızı, sanki bir Noel hediyesi gibi duruyor. | Open Subtitles | لا, الحقيقة،تلكَالأمعاءملتفة جيداً حولالطحال ، الحمراء و الخضراء ، يبدوا كما لو كانتا هدية العيد. |
Hepimize bir Noel hediyesi. | Open Subtitles | و ستتوقف من كونها مروعه بشكل مجنون اوه هدية الكريسماس من أجلنا جميعاً |