"bir oğlu" - Translation from Turkish to Arabic

    • لديه ابن
        
    • لديها ابن
        
    • ابن واحد
        
    • له ابن
        
    • ابناً
        
    • ابنٌ
        
    • لديه أبن
        
    • لديه إبن
        
    • لديه ولد
        
    • سنةً وولد
        
    Neyse, onun bir oğlu alsaydı aynı bu moruk gibi görünürdü. Open Subtitles إنه رئيس الخدم أو شئ ما لو كان لديه ابن فهو سيكون تماماً يشبه ذلك الرجل الذي التقيت به
    Dur tahmin edeyim. Barrows yalnız değil, oğlu da işe karışmış. bir oğlu var değil mi? Open Subtitles . دعني أخمن ، ليس باروس فقط ابنه متورط ، هل لديه ابن ؟
    June Cogan'ın, James Cogan adında bir oğlu var. Neredeler? Open Subtitles جون كوغان لديها ابن اسمه جيمس, أين هم الآن ؟
    Meryem'in Noel'de bir oğlu oldu Open Subtitles ♪ ماري كان عندها ابن واحد ولد في يوم الكريسماس ♪
    Bu kötü bir fikirdi, çünkü Makedon Kralı Filip'in Büyük İskender adında bir oğlu vardı ve Chaeronea Savaşı'nı kaybettiler. TED كانت تلك فكرة سيّئة، لأنّ فيليب المقدوني كان له ابن يدعى اسكندر الأكبر، وخسروا ضدّه معركة خيرونيا.
    Annesi hep bir oğlu olsun isterdi. O yüzden şans getirsin diye külotumu bile istedi. Open Subtitles والدته أرادت أن تنجب ابناً لذلك استعارت سروالي التحتي للحظ
    Bekâr anne, ergen bir oğlu var, askerliğini ordu sorgulayıcısı olarak bitirmiş. Open Subtitles أمٌ عازبة، ابنٌ مراهق خدمتَ الجيش، كمحققة
    Dur tahmin edeyim. Barrows yalnız değil, oğlu da işe karışmış. bir oğlu var değil mi? Open Subtitles دعني أخمن ، ليس باروس فقط ابنه متورط ، هل لديه ابن ؟
    Bir keresinde uzun zaman önce bir oğlu olduğunu ama nakde ihtiyacı olduğu için onu sattığını söylemişti. Open Subtitles قال لي أنه ذات مرة كان لديه ابن منذ زمن طويل، لكنه احتاج المال لذا فباعه
    Rufus'un bir oğlu olduğunu bilmesinin uygun olacağını düşündüğüm için üzgünüm. Open Subtitles أنا آسفة إذا ظننت أنه من المناسب أن يعلم روفس بأن لديه ابن
    bir oğlu daha olduğunu öğrenmesinin vakti geldi. Open Subtitles إنه الوقت المناسب ليعلم بأن لديه ابن آخر
    Ve bir adamın mirasını yaşatacak bir oğlu olmadığı zaman geleneklerine dönmelidir. Open Subtitles وعندما الرجل لا يكون لديه ابن يرث ارثه فانه يجب ان يعتنق التقاليد
    İkimiz de birer oda alacaktık ve benim yaşımda bir oğlu vardı. Open Subtitles كنا ننام في غرفتين مختلفين و كان لديها ابن في عمري
    Çok tatlısın. Senin gibi bir oğlu olduğu için, annen çok şanslı. Open Subtitles هذا لطيف منك أمك محظوظة لأن لديها ابن مثلك
    Virginia bu kadar tatlı bir oğlu olduğundan bahsetmemişti. Open Subtitles فرجينيا لم تخبرني أن لديها ابن لطيف هكذا
    Ve 96 kızı ve JoJo adında bir oğlu olan Belediye Başkanları var. Open Subtitles و لديهم محافظ " محافظ لديه 96 ابنة و ابن واحد يدعى " جوجو
    Ve 96 kızı ve JoJo adında bir oğlu olan Belediye Başkanları var. Open Subtitles و لديهم محافظ " محافظ لديه 96 ابنة و ابن واحد يدعى " جوجو
    Biz bir oğlu var , ve o bunu biliyor . Open Subtitles لدينا ابن واحد وهويعرفذلك ,أنت تعرفذلكيا(روي)
    Sana çok kızdı! Artık bir oğlu olmadığını söylüyor. Open Subtitles لقد تبرأ منك يقول أنه ليس له ابن
    Mark Twain'nin yazar bir oğlu olduğunu biliyor muydun? Open Subtitles أتعلم أن (مارك توين) كان لديه ابناً وكان كاتباً؟
    Bekâr anne, ergen bir oğlu var, askerliğini ordu sorgulayıcısı olarak bitirmiş. Open Subtitles أمٌ عازبة، ابنٌ مراهق خدمتَ الجيش، كمحققة
    Belediye meclisi üyesi yetişkin bir oğlu var ilk eşi, bir Benjamin tarafından. Open Subtitles عضو المجلس المحلي لديه أبن من قبل زوجته الأولى , بنجامين
    Donör olacak bir ailesi yokmuş, ama bir oğlu varmış. Onu bulmalıyım. Open Subtitles لديه عائلة لتكون متبرعة لكن لديه إبن ، يجب أن نعثر على هذا الرجل
    Aynen öyle. Genç bir oğlu olan zengin baba rolüyle onlara yanaşacağım. Open Subtitles تماماً ، سأذهب إلى المدرسة على أنني رجل غني لديه ولد مراهق
    Herhalde şimdi Zaara'nın en az 2 çocuğu vardır. Herhalde 20 yaşında bir kızı ve 19 yaşında bir oğlu vardır. Open Subtitles ربما عِنْدَها بنت بعمر 21 سنةً وولد بعمر 19 سنةً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more