Bana, eleştirel bir okuyucu olmayı ve kendini ifade edemeyenleri küçümsemeyi öğrettiler. | Open Subtitles | جعلوا مني قارئا نقديا، محتقرا لكل ما هو ركيك |
Eh, pek güçlü bir okuyucu değildir. | Open Subtitles | إنه ليس قارئا قويا |
Şu anda bize bir mucit lazım bir okuyucu ve bir de ısırıcı. | Open Subtitles | ,ولكن الان ما احتاجة هو مبتكره قارئ . وعضاضة |
Sonradan sohbet için vaktimiz olacak. Şu anda bize bir mucit lazım bir okuyucu ve bir de ısırıcı. | Open Subtitles | لا وقت للكلام ما أريده الآن هو مخترع و قارئ و عضاضة |
Başka bir okuyucu. Seni geri gönderebilecek birisi. | Open Subtitles | قارئ آخر , شخص ما يكون باستطاعته أن يرسلك عائداً للكتاب |
Bu bilgi diske bir kez yazıldığında, tekrar kullanışlı biçime sokmak için manyetik bir okuyucu kullanılır; tıpkı bir gramofon iğnesinin kaydı sese dönüştürmesi gibi. | TED | بمجرد أن يتم كتابة هذه المعلومة على القرص ، القرص يملك قارئ مغناطيسي ليستطيع ارجاع الحالة المغناطيسية لشكل مفهوم، كما تقوم ابرة الفونوغراف بإخراج موسيقى من الاحتكاك بالقرص. |
Tecrübeli bir okuyucu olduğumu unutuyor gibisiniz. | Open Subtitles | ترى ، لقد نسيت أنني قارئ من ذوي الخبرة... |
[Geçtiğimiz Salı, Cumhuriyetçi Parti'nin popülist hiç-hiççilik Trump öncesi simgesi Sarah Palin Trump'ı onayladı.] bir okuyucu, "The New Yorker'ın meşhur editörleri neredeydi?" | TED | [الثلاثاء الماضي، سارة بالين، والتي هي تجسيد لـ"ترامب" في النزعة الشعوبية للا-لاشيء في الحزب الجمهوري، أيَّدتْ "ترامب".] "أين هم محررو جريدة النيويركر؟" يتساءل قارئ. |
- Sana iyi bir okuyucu değilim demiştim! | Open Subtitles | قلت لك .. أنا لست قارئ جيد |