"bir ortamda" - Translation from Turkish to Arabic

    • في بيئة
        
    • فى مكان
        
    • كبرت هي
        
    • فى بيئة
        
    • في البيئة
        
    • في مناخ
        
    • ببيئة
        
    • بيئة من
        
    Hem ben, hem de o karartılmış bir ortamda yaşıyorduk. TED فعندما كنت أعيش في بيئة مظلمة، كان هو أيضاً كذلك.
    Rahat bir ortamda gerçek bir yıldız olabilirmişim, aksi halde çıldırıyormuşum. Open Subtitles لكي أصبح نجمة لكن في بيئة مريحة، لأنني بخلاف ذلك، سأفزع.
    Yani bir ortamda tahıl didiklemeye çok iyi yakışıyorlar. TED لذا فهي تبدو مهيأة بشكل رائع للنقر بحثا عن الحب في بيئة واحدة.
    İnsanlar, gayri resmi ama hijyenik bir ortamda emlakçılarımızla tanışacak. Open Subtitles ذلك حيث الناس يمكنهم مقابلة وكلاء العقارات فى مكان صحّى
    Bu örnekte olduğu gibi. Bazı zar moleküllerini aldım, doğru bir ortamda karıştırdım, bir kaç saniye içinde buradaki karmaşık ve güzel yapılar oluştu. TED وفي هذا المثال بالذات، فإني استخدمت بعض الجزيئات الغشائية، ومزجتها معاً في بيئة مناسبة، وفي بضع ثوانٍ قامت بتشكيل هذه البنى الجميلة المعقدة هنا.
    Ne bulduk? Altı ila 13 yaşlarındaki çocuklar ağa bağlı bir ortamda kendi kendilerine öğretebilirler, ölçebileceğimiz herhangi bir şeyden bağımsız olarak. TED الى ماذا توصلنا؟ وجدنا أن عمر ستة الى 13 يمكنه أن يعلم نفسه في بيئة موصولة بالإنترنت، بغض النظر عن أي شئ يمكننا قياسه.
    Bu ufacık çipin içinde yaşayan hücreler var, dinamik bir ortamda bulunan ve farklı hücre türleri ile etkileşimde olan hücreler. TED لدينا خلايا حيّة في تلك الرقاقة الصّغيرة، الخلايا الموجودة في بيئة ديناميكية تتفاعل مع مختلف أنواع الخلايا.
    Doğru, çok karmaşık bir ortamda büyüdüm. Fakat suç işlemeyi ben seçmiştim. Bunu üstlenmem gerekiyordu. TED صحيح، أنا ترعرعت في بيئة معقدة جدًا، ولكنني اخترت أن أرتكب الجرائم، كان علي أن أعترف بذلك.
    Öncelikle, ıslak bir ortamda kuruyacak bir yapıştırıcıya ihtiyacınız olacak. TED أولًا وقبل كل شيء، سنحتاج مادة لاصقة يمكن إعدادها في بيئة رطبة.
    Bu atılımdan sonra Margaret yazılımının astronotların da eşzamansız bir ortamda çalışmasına yardımcı olabileceğini fark etti. TED بعد هذا الابتكار المميز، أدركت مارغريت أن برمجيتها تستطيع مساعدة رواد الفضاء على العمل في بيئة غير متزامنة أيضاً.
    besinlerin çevresinin bir parçası olmadığı bir ortamda büyümüş üçüncü nesil, annesi veya anneannesi de öyle idi. TED الذين لم ينشأوا في بيئة غذائية حيث تم تعليمهم الطهي في البيت أو في المدرسة، أو والدتها، أو والدة والدتها.
    Oturduğumuz muhit evin reisinin baba olduğu geniş ailelerle doluydu. Yani ata-erkil bir ortamda annemi dul bir kadın olarak görerek büyüdüm. TED وكان حينا يزخر بالأُسر الكبيرة العدد, حيث كان الآباء هم أرباب الأسر. وهكذا ترعرعت وأنا أرى أمي كمطلقة في بيئة أبوية.
    Yerçekimsiz bir ortamda bacaklara neden ihtiyaç duyalım ki? Open Subtitles ما الحاجة إلى الأرجل في بيئة خالية من الجاذبية.
    Bu enerjiyi bırakmadan önce güvenli bir ortamda tamponlamaya çalışıyorum, ama General Hammond çok fazla zaman vermiyor. Open Subtitles انا أعمل على إيجاد طريقة لتخفيف الطاقة في بيئة اكثر امنا قبل التفريغ، ولكن الجنرال هاموند لم يمنحني الكثير من الوقت
    Onlara söylemelisin Harry, çalışamazsam böyle bir ortamda parlayamam. Open Subtitles هيا، يجب إخبارهم لا أستطيع العمل و الأداره لا أستطيع العيش في بيئة كهذه
    Bütün vücuduna sürersin ve oksijeni zengin bir ortamda kuş gibi yere süzülmeni sağlar. Open Subtitles وعندما تكون فى مكان غنى بالأكسجين تجعلك تطفو فى الهواء كالطائر
    Bütün vücuduna sürersin ve oksijeni zengin bir ortamda kuş gibi yere süzülmeni sağlar. Open Subtitles إنها أخف 12 مرة من الهواء وتلتف بالكامل حول جسمك وعندما تكون فى مكان غنى بالأكسجين تجعلك تطفو فى الهواء كالطائر
    Onun gibi bir ortamda büyüdüğünde böyle oluyor. Open Subtitles هذا ما يحدث عندما تكبر مثلما كبرت هي
    Daha farklı bir ortamda yetişseydi, daha iyi bir eğitim alsaydı, belki de elinde şimdiye göre çok fazla olanak olurdu. Open Subtitles ربما إذا ترعرع فى بيئة مختلفة وتلقى تعليماً أفضل,كان سيكون حاله أفضل مما هو عليه
    Hindistan gibi tropik bir kıta parçasından gelen birisi olarak nemli bir ortamda kendini yelpazelemenin sadece vücut sıcaklığını yükselteceğini bilmen lazım. Open Subtitles كشخص من المناطق الاستوائية في شبه القارة الهندية عليك معرفة ان تهوية نفسك في البيئة الرطبة سيرفع حرارة جسمك فقط
    Ve anladım ki, ben ülkeyi terkettiğimde, demokratik bir ortamda yapılacak özgür ve adil seçimler bir hayalden ibaretti. TED وأدركت أنه، عندما غادرت البلاد، الحرية والإنتخابات النزيهة في مناخ ديمقراطي كانت حلما.
    Bir egosu olduğu çok açık ve bence doğru bir ortamda olursa gelişebilir. Open Subtitles لديه ( الأنا ), أؤكد ذلك أعتقد أنه لو كان ببيئة صحيحة, سوف
    Enjekte edilen koruyucu sıvıyla kadavra 5,5 santigrat derece soğuk bir ortamda bekletilir. Open Subtitles مع السوائل preservatory المحقون ثم يتم المبردة على جيفة في بيئة من 42 درجة فهرنهايت.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more