Ve yerel finansman, donanım projelerini destekleyen ekosistemin bir parçası değil. | TED | والتمويل المحلي ليس جزء من التنظيم البيئي الذي يدعم منتجات الأجهزة. |
Aslında işimin bir parçası değil ama bildiğin gibi sorumluluklarımı artırmaya hevesliyimdir. | Open Subtitles | تقنياً ليس جزء من وصف وظيفتي لكن كما تعلم أنا دائماً تواق لتوسيع مسؤولياتي |
İlk olarak, masrafın negatif olduğunu ima ediyor olması. Öyle ki bir şekilde amacımızın bir parçası değil. | TED | اولاً: تجعلنا نفكر ان المصروفات العامة سلبية ذلك بأنها بطريقة ما ليست جزء من القضية |
Ya öyle bir şey hiç yoktur, ya da o başka bir şeydir, bir bilgisayar programı ya da başka saçma bir şey, ama hiç bir şekilde bilimin bir parçası değil. | TED | إما الوعي ليس له وجود أو هو شيء آخر كبرنامج كمبيوتر أو شيء تافه آخر لكن في كل الأحوال الوعي ليس جزءاً من العلم |
Yönteminin bir parçası değil ama hep yapıyor. | Open Subtitles | ليس جزءا من أسلوبه لكنه متطابق في كل هجوم |
İyi ki zorunlu nikahlar oy attığınız şu silah yasalarının bir parçası değil. | Open Subtitles | شيء جيد زواجات محتومه بالحمل ليست جزءً من قوانين المسدس انتم أيها الناس صوّتم لها, هاه؟ |
Doğrudan postalama bu stratejinin bir parçası değil. - Aslında öyle. | Open Subtitles | الإرسال المباشر ليس جزءً من الإستراتيجيه |
Paranın ne olduğunu bilmezsin para burada hayatımızın bir parçası değil. | Open Subtitles | أنك لا تعرفين المال إنه ليس جزء من حياتنا هنا. |
Evet, bu tişört kesinlikle serinin bir parçası değil. | Open Subtitles | أجل يا رجل هذا القميص بالتأكيد ليس جزء من السلسلة |
Üzgünüm, bu benim hayat hikayemin bir parçası değil. | Open Subtitles | آسف, إنه ليس جزء من قصتي العاطفية والشخصية |
Bir ruhu var ama bu dünyanın bir parçası değil. | Open Subtitles | لديه روح, ولكنه ليس جزء من العالم |
-Sahi mi? -O her şeyi biliyor. Ama bu planın bir parçası değil. | Open Subtitles | هي تعرف كل شيء ..لكنها ليست جزء من الخطة |
lçine monte edilmiş, telsizin bir parçası değil. | Open Subtitles | لقد تم الحاقها به , ولكنها ليست جزء من الراديو |
Onlar hakkındaki sorular anlaşmamızın bir parçası değil. | Open Subtitles | الذي طلبتك من أجله شيء واحد لكن الأسئلة عنهم ليست جزء من صفقتنا |
Bu oyunun bir parçası değil ahmak. | Open Subtitles | اسمع, هذا ليس جزءاً من اللعبة أيها الوغد |
Bu yaptığımız anlaşmanın bir parçası değil lakin savaşacağım. | Open Subtitles | ذلك ليس جزءاً من اتفاقنا المسبق ولكني سأقاتل |
İçine monte edilmiş, telsizin bir parçası değil. | Open Subtitles | لقد كان مخبأ بالداخل ليس جزءا من الجهاز |
Artık benim hayatımın bir parçası değil. | Open Subtitles | أنها ليست جزءً من حياتي بعد الآن |
Berabere kalmak planımın bir parçası değil. | Open Subtitles | ليس جزءً من خطتي أن نكون على حدٍ سواء. |
Ondan bahsetmiyoruz ama bu demek olmuyor ki o hayatımızın bir parçası değil. | Open Subtitles | لم أتحدث معه,لكن هذا لا يعني انه ليست جزءا من حياتنا |
Sameer artık hayatımın bir parçası değil. | Open Subtitles | سمير لم يعد جزءا من حياتي |
Verdiklerimden daha çok borçlusun. Para artık bu işin bir parçası değil. | Open Subtitles | أنت تدين لي بأكثر مما أعطيتني والمال لم يعد جزءاً من اللعبة |
Güya, skorun bir parçası değil de ödülüm olacaktı. | Open Subtitles | كان مُفترضاً أن تكون الجائزة وليس جزءاً من النتيجة النهائية |
Onlar bu rüyanın bir parçası değil. Yakalayın. | Open Subtitles | إنهم ليسوا جزءً من هذا الحلم، اقبضوا عليهم |
Seni temin ederim ki perişan halde acele geri çekilmek bunun bir parçası değil. | Open Subtitles | وأعدك يأن التلعثم في الإنسحاب السريع لم يكن جزء من الخطة. |
Cesetleri paketleme işimin bir parçası değil. | Open Subtitles | دس الجثث لم يكن جزءاً من تدريبات وظيفتي! |
- Evet! Hayır! - O bu işin bir parçası değil. | Open Subtitles | لا، لم يكن طرفاً في هذا |
Bay Kane kesinlikle küçük organizasyonumuzun bir parçası değil. | Open Subtitles | السيد كان بالتأكيد لا جزء منظمتنا الصغيرة. |