"bir parkta" - Translation from Turkish to Arabic

    • في متنزه
        
    • في حديقة
        
    • في الحديقة
        
    • في منتزه
        
    • فى المنتزه
        
    • حديقة عامة
        
    • فى الحديقة
        
    O sırada, şehir merkezinde bir parkta başka bir bekar kadın aşağılanmak üzereydi. Open Subtitles و في ذلك الحين, في متنزه في المدينة كانت إمرأة عزباء أخرى على وشك أن تشعر بالذل
    Çalınacağını düşündüğünüz için cüzdanınızı bir parkta bir bankın üstünde unutmamaya çalışırsınız değil mi? TED تماماً مثلما أنك لن تترك محفظتك علي منضدة في حديقة وتتوقع أنه سيتم سرقتها إذا فعلت هذا، حسناً؟
    Araba yıkayıcıda çalışan bir grup gençle bir parkta futbol oynuyorsun. Open Subtitles أنت تلعب في الحديقة مع مجموعة من الأشخاص اللذين يعملون في غسيل السيارات
    Ben dört yaşındayken, büyük babamla Japonya'da bir parkta yürüyorken, o aniden kayboldu. TED حين كنت في الرابعة، بينما كنت وجدي نتجول في منتزه باليابان لم أجده فجأة.
    Ne de olsa yetişkindim. Ve 3 gün sonra bir parkta uyandım. Open Subtitles وبعد ذلك استقيظت فى المنتزه بعد ثلاثه ايام
    İşte bu yüzden bir parkta randevu ayarlamazsın. Open Subtitles لهذا لا يمكن ان تعد اجتماعا في حديقة عامة
    Babası beni bir parkta bulduktan sonra arabasının ön koltuğunda söyledi. Open Subtitles اخبرنى ابى ونحن على المقعد الامامى لسيارته المكشوفة بعد ان عثر على فى الحديقة
    Çok güzel bir parkta yılın ilk karı yağıyor. Open Subtitles في متنزه جميل التساقط الاول للثلج فى السنه
    Bir gece, kızıma iyi geceler öpücüğü verdim diğer gün bir parkta kaçırıldım ve buraya geldin. Open Subtitles بليلة كنت أقبل ابنتي قبلة النوم، وباليوم التالي تمك اختطافي في متنزه.. وقد انتهى بيّ الأمر هنا..
    Ama neden Boston'da bir parkta... kendini havaya uçurduğunu açıklamıyor. Open Subtitles أجل، لكنه لا يفسر سبب انتحاره في متنزه في (بوسطن)
    Somoza'nın ulusal muhafızlarına ait parçalanmış bir tank Managua'daki bir parkta anıt olarak bırakılmıştı ve bir çocuğun enerjisi ve ruhuyla oyuncağa dönüşmüştü. TED دبابة مدمرة تتبع لحرس سوموزا الوطني تُركت كنصب تذكاري في حديقة في ماناغوا، وقد تغيرت بروح وطاقة الطفل.
    İkisi de, yukka ve Creosote çalısı, Toprak Yönetimi Bürosu'nun arazisindeler ve bu ulusal bir parkta korunmaktan çok farklı tabii ki. TED وكلاهما يتواجدان على أراضي مكتب إدارة الأراضي و هذا الأمر يختلف تماماً عن كونها محمية في حديقة وطنية
    bir parkta banka otursam ve ağaçları seyretsem yine kendimi suçlu hissediyorum. Open Subtitles إذا كنت أجلس على مقعد في الحديقة ورؤية الأشجار تتمايل على بعضها أشعر بالذنب ايضاً
    Elimizde değiller ama bir parkta onlarla birlikteyim. Open Subtitles من الواضح أننا لم نأخذهم ، ولكن نحن معهم في الحديقة الصغيرة.
    Bu sanki şey gibi, o ve ben bir parkta geziyoruz gülüyoruz, iyi geçiniyoruz ve birden değişiveriyor anlıyor musun? Open Subtitles مثل في بعض الأحيان هي وأنا سنتمشى في الحديقة نضحك، وكل شيء جيد، وبعد ذلك، كابوم، تعلم؟
    Öyleyse, halka açık bir parkta Peggy Kenter'la ne yapıyordun? Open Subtitles حسناً, إذاً مالذي كنت تفعله في منتزه عام؟ برفقة بيقي كينتر؟
    Kurbanın cesedi Attenborough Lisesi'ne yaklaşık bir kilometre uzaklıktaki bir parkta bulunmuştu. Open Subtitles ) أكُتشّفت جثة الضحية في منتزه محي " بالقرب من " أتينبورغ
    Ve 3 gün sonra bir parkta uyandım. Open Subtitles وبعد ذلك استقيظت فى المنتزه بعد ثلاثه ايام
    Gündüz vakti, halka açık bir parkta, Los Angeles polisinin sürekli devriyede olduğu bir bölgede. Open Subtitles في وضح النهار و في حديقة عامة شرطة لوس أنجلوس تقوم بدوريات منتظمة بالمنطقة
    Halka açık bir parkta istediğim herkesin fotoğrafını çekebilirim. Open Subtitles -أنا عندى حق كامل أن أصور فى أى مكان فى حديقة عامة
    Bu sabah Flushing'te bir parkta bomba patladı. Open Subtitles قنبلة انفجرت فى الحديقة هذا الصباح

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more