"bir pazar" - Translation from Turkish to Arabic

    • سوق
        
    • يوم أحد
        
    • يوم احد
        
    • في السوق
        
    • يوم الأحد في
        
    • يوم الأحدِ
        
    • هو السوق
        
    • ظهر يوم الأحد
        
    Daha büyük bir pazar ama hala sanatsal bütünlüğümü koruyorum. Open Subtitles إنهُ سوق أكبر بكثير لكنني لا زلتُ أحتفظ برصانتي الفنية
    Yaptığı şey interneti kullanarak sınırsız bir pazar oluşturmak ve A kişisinin sahip oldukları ile C kişisinin istediklerini, bunlar ne olursa olsun eşleştirmektir. TED ما تفعله هو استخدام الانترنت لإنشاء سوق لانهائي ليطابق ما يملكه الشخص أ مع مايريده الشخص ب، اي ما يكون ذلك.
    Ve tapınılan insanların kısmen yediği besinlerle ilgili gelişmekte olan bir pazar bile var. TED في الحقيقة هناك سوق خاص لهذه المنتجات .. لبيع الوجبات التي خلفها المشاهير
    Bir baba güzel bir pazar sabahı kızını ziyaret edemez mi? Open Subtitles ألا يمكن لأب أن يزور ابنته في صباح يوم أحد جميل؟
    Huzurlu bir pazar sabahında onlar dışarıda ne yapıyorlar? Open Subtitles ماذا يفعلون بالخارج هناك صباح يوم احد وقت السلم ؟
    Shakuntla, şehir gangsterleri tarafından haraca bağlanmış bir pazar satıcısı. Open Subtitles شاكنُتلا , بائعة في السوق المحلية مرهوبة من عصابات الشوارع
    Bunu isteseydim bir pazar günü St. Joseph kilisesine gidip beni hiç tanımayan siyah kıyafetli bir adama giderdim. Open Subtitles إذا أردته أتمكن من الحصول عليه في يوم الأحد في سانت جوزيف مجانا من رجل الدين الذي حتى لايعرفني
    Bu önemli bir bilgi çünkü bize, son 40 yılda, kar amacı gütmeyen kuruluşların kar amacı güden şirketlerle kıyaslandığında, herhangi bir pazar payı almasının mümkün olamadığı gerçeğini söyler. TED تلك حقيقة مهمة. لأنها ترينا انه في 40 سنة. القطاع غير الربحي لم يكن بإستطاعته ان يصارع اي حصة سوق من القطاع الربحي
    Neredeyse farkında olmadan, bir pazar ekonomisine sahip olmaktan bir piyasa toplumu olmaya sürüklendik TED لقد جنحنا تقريباً بدون أن ندرك من كون لدينا إقتصاد سوق حر الى كوننا نصبح مجتمعات أسواق.
    Bu zor birşey: bu çok bölünmüş bir pazar ve hiçbir geliri olmayan bir tüketici popülasyonu var. TED انه شيء صعب: انه سوق تجاري مقسم جداً ومستهلكين لا دخل لديهم.
    Genel utandırmanın bir ticari mal ve utancın bir endüstri olduğu bir pazar yeri ortaya çıktı. TED وقد ظهرت سوق جديدة حيث الإذلال العلني يعتبر سلعة و الإفتضاح صناعة.
    Genç bir danışman olan bu Suudi bayan arkadaş kadın olarak ilgi çekmekte zorlandığım bir pazar olan Suudi Arabistan'da ilk projemi satmamda bana yardımcı oldu. TED كانت مستشارة شابة، سيدة سعودية وصديقة لي، والتي ساعدتني في بيع أول مشروع لي في السعودية، سوق كنت أجد صعوبة كامرأة في الحصول على أجر فيه.
    Burası bir pazar yeri, bu da Kenya’da, Toi Pazarı, bir sürü tacir, neredeyse almak istediğiniz her şey burada. TED هذا سوق ، أيضا في كينيا، سوق توي، الكثير من التجار ، يوجد كل شيء تقريبا تريد شراؤه.
    Bunun yolu da tüm dünyayı kapsayan global bir pazar oluşturmaktır. TED ذلك بإيجاد سوق عالمي واحد من خلال العولمة.
    Sıradan bir pazar günüymüş gibi geçireceğiz, özel bir şey yapmayacağız. Open Subtitles تعلمون, فقط عاملوه و كأنه يوم أحد عادي لا شيء مميز
    Sıradan bir pazar günüymüş gibi geçireceğiz, özel bir şey yapmayacağız. Open Subtitles تعلمون, فقط عاملوه و كأنه يوم أحد عادي لا شيء مميز
    Kusursuz bir pazar günü oldu. Herşeyi berbat etme. Open Subtitles هذا قد كان يوم احد جميل ورائع دعنا لا نخربه
    Ama bir pazar kilisedeyken rahibin şöyle dediğini duydum: Open Subtitles ولكن في يوم احد , كنت في الكنيسة وسمعت الكاهن يقول
    Bunu daha iyi bir pazar ? TED نحتاج لوضع هذه الملاحظات بصورة أفضل في السوق.
    Bu yılın Nisan ayında, bir pazar öğleden sonrasıydı. TED إنه كان ظهر يوم الأحد في ابريل من هذا العام
    Ve beni bir pazar akşam yemeğine davet edersin. Open Subtitles وتَدْعوني لعشاءِ يوم الأحدِ
    Pekâlâ, işte bir pazar. Open Subtitles كل الحق ، وهذا هو السوق.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more