Büyük bir peruk, bir sürü püskürme ben ayrıca istediğin kadar enfiye. | Open Subtitles | شعر مستعار طويل , الكثير من مساحيق الجمال وكل ما ترغب فية |
Sadece Marshall ve sizin saçınızla aynı renkte bir peruk takan birini bulmalıyız. | Open Subtitles | نحتاج فقط لإيجاد شخص شخص ما يلبس شعر مستعار مشابه للون كمارشال وشعرك. |
Bebeğinden kurtulmak için uçurumdan atlayarak ölen ve film boyunca korkunç siyah bir peruk takmamı gerektiren aldatılmış eş rolü mü? | Open Subtitles | حيث أؤدي دور زوجة مهمَلة في شعر مستعار اسود من تحاول إجهاض طفلها عن طريق رمي نفسها أسفل التل ثم تموت |
Bana iki bin dolar ödedi, sarı bir peruk ve bir gelinlik giydirip, Anna diye seslendi. | Open Subtitles | لقد اعطاني 2000 دولار و ارغمني على ارتداء شعر اشقر مستعار وفستان زواج و اطلق علي اسم (انـّا) |
Bence sizin tek kurtuluşunuz bir peruk. O kel kafayla fazla bir şey yapamazsınız. | Open Subtitles | الشعر المستعار هو أملك الوحيد ستكون قادراًَ على ابتكار التسريحات على كرة البلياردو هذه |
Herkes onun bir peruk takarsa aynen bana benzeyeceğini söyler. | Open Subtitles | الجميع يقول بأنك إذا وضعت باروكة عليه، سيبدو مثلي تماماً |
Hep merak etmişimdir o kadar çok parası olan bir çocuğun neden iyi bir peruk almadığını. | Open Subtitles | أتعلم دائماً تسائلت بالنسبة لشاب مثلك يملك كل أموال العالم أتظن أنك قادر على شراء شعراً مستعاراً جيداً |
- Hey, burada olacak. - Sana birtek şey söyleyeceğim. Kafama bir peruk takıp kendim çıksam da bu gece... burada konser olacak. | Open Subtitles | سيعقد العرض الليلة حتي لو اضطررت لوضع شعر مستعار |
Kadın saçı uzunluğuna gelinceye kadar bir peruk tak gitsin. | Open Subtitles | حسنا، ورمي شعر مستعار على ذلك حتى أنها تنمو إلى طول المرأة. |
23. yüzyılda daha iyi bir peruk yapamamışlar mı? | Open Subtitles | يعتقد المرء أنهم في القرن الـ23 سيكون لديهم شعر مستعار أفضل |
Stanley Barrister 60 yaşında ve banyo giderinden çıkarılmışa benzeyen bir peruk takıyor. | Open Subtitles | المحامي ستانلي، رجل بعمر 60 سنة يلبس شعر مستعار يبدو وكأنه سحبه من بالوعة دش |
Raquel Welch peruk serisinden bir peruk aldım. | Open Subtitles | لقد حصلت على شعر مستعار من خط شعر مستعار راكيل ولش. |
Söylentiye göre fabrikanın sahibi bir peruk yaparken ölmüş. | Open Subtitles | تقول الإشاعات ان مالك المصنع مات وهو يصنع شعر مستعار منه |
Ve aslında, bu bir kadın değil bir erkektir ve at yelesinden yapılma bir peruk takmaktadır. | Open Subtitles | وفي الواقع هذه ليست إمرأة على الإطلاق بل رجل يرتدي شعر مستعار |
Bana iki bin dolar ödedi, sarı bir peruk ve bir gelinlik giydirip, Anna diye seslendi. | Open Subtitles | لقد اعطاني 2000 دولار و ارغمني على ارتداء شعر اشقر مستعار وفستان زواج و اطلق علي اسم (انـّا) |
Bugün bir peruk dükkanına gittim ve, süper takma sakallar aldım. | Open Subtitles | استطعتُ شراء بعض اللحي المستعارة من متجر الشعر المستعار اليوم انها ممتازة |
Ve normalde tuhaf bir peruk takmış Liberace gibi göründüğün için gözden kaçmazdın. | Open Subtitles | وأنتِ من الصعب عدم رؤيتكِ وأنتِ ترتدين ذلك الشعر المستعار |
"Büyük boy bir peruk alana bir peruk bedava. Downtown Peruk Merkezi." | Open Subtitles | "احصل على شعر مستعار مجانيّ كلما اشتريت شعر مستعار ضخم" "مركز الشعر المستعار بوسط المدينة" |
Uzun siyah bir peruk takmış ve rimelleri akmış bir transseksüelin yanında oturuyordu. | TED | جالسا الى جوار متخنث يلبس باروكة سوداء طويلة والمسكرة تسيل على خديه |
Bu sadece bir peruk. Emin misin? | Open Subtitles | أنا لست رجلاً , إنه شعراً مستعاراً و حسب |