"bir pozisyona" - Translation from Turkish to Arabic

    • في موقف
        
    • في موضع
        
    • بشكلٍ مستقيم
        
    bir bakınız sadece. İkincisi ise gelecek teması altında yapılmış konuşmalar, aslına bakarsanız, bizi öyle bir pozisyona soktu ki ileride gerçekten ne olacağı konusunda neredeyse hiç bir fikrimiz yok. TED ومجالاتها. الثانية أنها وضعتنا في موقف حيث ليست لدينا أي فكرة عما سيحدث، في المستقبل.
    Bence onları kendilerini savunacak bir pozisyona sokmamak önemli. Open Subtitles أظنك تعرف من الهام عدم وضعهم في موقف دفاعي
    Beni gayet memnun bir şekilde... kendimi bilmeden eşek yerine düşürdüğüm bir pozisyona ittin. Open Subtitles بالطبع لا أنتِ وضعتني في موقف حيث جعلت نفسي أبدو كأحمق
    Lütfen, beni yalan söylemek zorunda bırakacak bir pozisyona sokma. Open Subtitles أرجوك، لا تضعني في موضع أضطر أن أكذب فيه
    Neden kendinizi bu kadar tehlikeli bir pozisyona sokuyorsunuz ki? Open Subtitles لكن لماذا تبقين في موضع حيث تشعرين فيه بهذا القدر من الخطر؟
    Sonrasında, kollar zor bir pozisyona geçirilir, bunun gibi mesela. Open Subtitles تالياً، ذراعيه ستكون منصوبة بشكلٍ مستقيم, هكذا
    Bu yüzden rahatsız edici ve dışlayıcı bir pozisyona gireceğini sanıyorum. Open Subtitles أفترض أن هذا سيضعك في موقف غير مريح ولاتحسد عليه وتريد أن تكون
    Kurbanlarını karşılık veremeyecekleri bir pozisyona sokuyor, böylece onları kaybettiği objeler gibi fetişize ediyor. Open Subtitles إنها تضع ضحاياها في موقف يستحيل عليهن فيه مخطابتها بالتالي فإنها تحلم بهن كأنهم الأغراض التي أضاعتها
    Ama burada pisliği temizleyen bir pozisyona düşüyorum, yaşanmadan önce durduramıyorum. Open Subtitles ولكن ذلك يضعني في موقف لتنظيف الفوضى وليس إيقافها قبل أن تحدث
    Arkadaş olduğunuzu biliyorum, bu da beni garip bir pozisyona sokuyor. Open Subtitles أنا أعلم أنكُم أصدقاء وهذا ما يضعني في موقف مُحرج
    Seni, benim için yalan söylemeni gerektiren bir pozisyona soktuğum için üzgünüm ama bu konu seni ilgilendirmez. Open Subtitles ـ لقد كذبت من أجلك آسفة لأنني وضعتكِ في موقف اضطررتِ فيه للكذب من أجلي ولكن هذا لا يجعل الأمر من شأنك
    Bunun beni oldukça kârlı bir pozisyona getirdiğini söyleyebilirim babacık. Open Subtitles أعتقد أن هذا يضعني الآن في موقف مفضل، أبي.
    Kendimi burada olacak bir pozisyona asla sokmazdım. Open Subtitles ما كنتُ أبداً لأضع نفسي في موقف حتى ينتهي بي المآل هُنا.
    Arkadaşlarından birini daha güçlü bir pozisyona koyuyorum ve sen onlara kefil oluyorsun. Open Subtitles أضع شخصًا آخر من قومكم في موضع سلطة وأنت تزكّين عليه.
    Yani insanlara ne kadar uygunsuz olmadığını göstermek için kendimi uygunsuz bir pozisyona mı sokmamı istiyorsun? Open Subtitles اذاً... انت تريدنني أن اضع نفسي في موضع غريب لكي أثبت للجميع كم انه ليس بغريب؟
    Bu beni eşsiz bir pozisyona sokuyor. Open Subtitles وسأكون في موضع متميز.
    Sonrasında, kollar zor bir pozisyona geçirilir, bunun gibi mesela. Open Subtitles تالياً، ذراعيه ستكون منصوبة بشكلٍ مستقيم, هكذا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more