Bir gün pederin biri genç bir rahibeyi arabayla evine götürüyormuş. | Open Subtitles | كاهن منح راهبة شابة توصيلة من الكنيسة للمنزل في أحد الأيام |
Eşcinsel bir adamın kabuğunu kırmasına izin vermek, bir rahibeyi kutsal yerine geri döndürmek, bir düğünü güzelleştirmek ve bir grup ucubeyi dünyaya geri döndürmek. | Open Subtitles | مثل مساعدة رجل شاذ للخروج من العزلة إعادة راهبة إلى مكانها المقدس تنظيم الزواجات ومساعده بعض الغرباء للتداخل بالعالم |
bir rahibeyi üçlü yapmaya ikna ederdin sen. | Open Subtitles | يجب ان اعترف يمكن لك ان تتحدث الى راهبة بثلاث طرق |
Aynı Erica Kane'in Kent Boggard cinayetinden kurtulabilmek için bir rahibeyi taklit etmesi gibi. | Open Subtitles | مثل إريكا كاين عندما انتحلت شخصية راهبة لتجنب القبض عليها فى جريمة كينت بوجارد |
Sanırım daha önce bir rahibeyi barda hiç görmemişlerdir. | Open Subtitles | لا اعتقد بأنهم شاهدوا راهبة منذ وقت طويل . |
Eve, annesinin bir rahibeyi öldürdüğünü biliyordu. | Open Subtitles | أن أمها قتلت راهبة |
Ne gördün? bir rahibeyi kamyonet sürerken gördüm. | Open Subtitles | رأيت راهبة تقود شاحنة نقل |
Sonra da bir rahibeyi yumruklamışsın. | Open Subtitles | وبعدها لكمتِ راهبة في وجهها |
-Vince bir rahibeyi öldüremeyiz. | Open Subtitles | -لا يمكننا قتل راهبة |