bir reklam filmi çekiyorduk. | Open Subtitles | كنا نصنع إعلان تجاري في مكتب رئيس البلدية |
En son ne zaman bir reklam filmi çektin? | Open Subtitles | متى كانت أخر مرة قمت بتصوير إعلان تجاري ؟ |
Çok güzel bir reklam olmadığını biliyorum, fakat parlak bir müzisyeni yitirdiğimizi görmekten nefret ediyorum. | Open Subtitles | أعرف أنها دعاية جيدة لكن أكره رؤيتنا نفقد موسقار عبقريي |
Ve en önemlisi bu da tuvalet molası vermen... gerekirse diye ekstra uzun bir reklam. | Open Subtitles | والأهم، اختر زر الإعلان الطويل هذا، إذا احتجت قضاء الحاجة |
Tam bir reklam dehası. | Open Subtitles | إنهُ مُتبوّل حقيقي في مجال الإعلانات |
Birden ekrana bir reklam çıkıyor ve bir dış ses diyor ki: | Open Subtitles | وفجأة يظهر إعلان علي الشاشة يقول: |
Bu yılki programda bir reklam yüzlerce kadın tarafından görülecek. | Open Subtitles | وضع إعلان في برنامج هذا العام سيُشاهد من قِبل مئات النساء، |
Henry, Singapur'da bir reklam çekiyor ve geri dönene kadar evinde kalmama izin veriyor. | Open Subtitles | هنري الآن يقوم بتصوير إعلاناً في سنغافوره وجعلني أُقيم بالبيت حتى يعود |
Bu tam da Crenshaw'un ihtiyacı olan iyi bir reklam. | Open Subtitles | هذا بالضبط نوع الدعاية والإعلان الجيد التي كرينشو بحاجة له |
Pekala, TV için bir reklam projesi bu. Finansal bir kuruluş için. | Open Subtitles | حسنا , انه اعلان تليفزيونى لشركة إدارة أموال |
Hatta pamuğu ne kadar sevdiğimizi anlatan bir reklam bile çekebilirdik. | Open Subtitles | أو ربما نقوم بإعلان تجاري عن . أننا نحب القطن |
Baska bir toplu dava için birkaç yil önce bir reklam yayinlamistik aslinda. | Open Subtitles | قمنا بعمل إعلانٍ قبل بضع سنوات.. قضية عالية المستوى كهذه. |
Bunun için çekici bir reklam yapamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك إعداد إعلان تجاري مثير لذلك الشيء |
Lanet bir reklam çekmek için altı ay Chicago'ya taşınmıyorum. | Open Subtitles | لم أنتقل لشيكاغو لستة أشهر من أجل تصوير إعلان تجاري لفاكهة لعينة |
Bu 2000 yılında Süper Kupa sırasında gösterilen bir reklam. | TED | هذا إعلان تجاري تم تشغيله خلال السوبر بول [نهائي "دوري كرة القدم الأمريكية" NFL] عام 2000م. |
Bu bizim pek istemediğimiz türde bir reklam. | Open Subtitles | هو لَيسَ بالضبط نوع دعاية وإعلانِ أردنَا. |
Rıhtımda bir reklam filmi çekiyorlardı, o sırada sen aradın. | Open Subtitles | كانوا يصنعون دعاية في جسر الشاطئ وبعدها إتصلت بي |
bir reklam kampanyası yaptınız ve dediniz ki hayattaki en önemli... derslerin hepsi bu kitapta, incili kastederek. | Open Subtitles | وقمت بعمل دعاية لحملتك الانتخابية قلت فيها ان أهم دروس الحياة موجودة فى هذا الكتاب تعنى الإنجيل |
Böyle bedava bir reklam zor bulunur. | Open Subtitles | . انت لا تستطيع شراء الدعاية و الإعلان المجانية هكذا |
bir reklam filmi çekmek ve sizi cezbetmek. | Open Subtitles | و إنتاج الإعلان التجاري الذي جركم للهلاك |
Üç hafta önce, Suzanne taşındığı zaman Craig's List'e bir reklam koydum. | Open Subtitles | منذ ثلاثة أسابيع، عندما أنتقلت (سوزان)... وضعتُ إعلان علي (كريغسليست). |
Ama Renan'la, Jackson Hole'de bir reklam projesi için çekim yapıyorduk. | Open Subtitles | . أنا و رينان كنا نصور إعلان في جاكسون هول |
Hizmetçime bir iş bulmak amacıyla, dergiye bir reklam mı verdiniz? | Open Subtitles | لقد وضعتِ إعلاناً في مجلة -للعثور على وظيفةٍ لمدبرةِ منزلي؟ |
Arcane için müthiş bir reklam. | Open Subtitles | هي ترقيةُ عظيمةُ لاركانِ، الدعاية والإعلان العظيمة. |
Pekala, TV için bir reklam projesi bu. Finansal bir kuruluş için. | Open Subtitles | حسنا , انه اعلان تليفزيونى لشركة إدارة أموال |
Tek yapmam gereken, Chaough'nun bir reklam filmi çektiğimi sanmasını sağlamak. | Open Subtitles | كل ما علي فعله هو جعل (تشاو) يعتقد أنني أقوم بإعلان تجاري |
Başka bir toplu dava için birkaç yıl önce bir reklam yayınlamıştık aslında. | Open Subtitles | قمنا بعمل إعلانٍ قبل بضع سنوات.. قضية عالية المستوى كهذه. |