Aslında, gerçek bir romantik akşam için seni şehre götüreceğim. | Open Subtitles | في الواقع، أنا ستعمل يأخذك ليلة رومانسية حقيقية على المدينة. |
Yakın zamanda oldukça büyük bir romantik riski göze aldığımı biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعرف، أنا حدث ل اتخذت كبيرة بدلا خطر رومانسية مؤخرا. |
Evet, pek çok rüyam vardı ve sanırım bana gerçek bir romantik diyebilirsiniz. | Open Subtitles | نعم, كانت لدي أحلام كثيرة أظن بامكانك أن تدعوني رومانسية بحق |
Bana umutsuz bir romantik de | Open Subtitles | قل انني رومانسي لا امل في |
Bana umutsuz bir romantik de | Open Subtitles | قل انني رومانسي لا امل في |
Ve son olarak, bir ahmaksın çünkü sadece umutsuz bir romantik | Open Subtitles | واخيرا انتي ضعيفة لان اليائس من الرومانسية فقط |
Harika bir romantik filmin başlangıcı gibi. | Open Subtitles | هذا سوف تكون قصة رومانسية للافلام فيما بعد |
Yani, elbette, her kız böyle bir romantik anın hayalini kurar, ama herşey çok hızlı gelişiyordu. | Open Subtitles | أنا أعني ، بالتأكيد كل فتاة تحلم بلحظة رومانسية مثل هذه لكن كان كل هذا يحدث بسرعة |
Ama tam bir romantik ve ben de yardım etmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | لكن لديه رومانسية حقيقية وأنا أحاول مساعدة |
Eğer bu ucuz bir romantik komedi olsaydı, bu bizim, tamamen aşık olduğumuz ve ruh eşi olduğumuzun farkına vardığımız an olurdu. | Open Subtitles | إذا كانت هذه كوميديا رومانسية لابد وأن تكون عندما نقع في الحب لندرك بأننا لبعض |
Yaz bitmeden yapmasını öğreneceğim üç hayati yemek ve bir romantik tatlı listenden. sana çikolatalı mus pastamı sunuyorum. | Open Subtitles | تم شطب من قائمتكِ ذات الـ3 عناصر الباقية التي يجب أن أصنعها قبل أن ينتهي الصيف وحلوى رومانسية |
Kayıtlara göre eğer bu bir romantik komedi filmi olsaydı bunu çok etkileyici bulurdun. | Open Subtitles | أو تعرفين ، لو أن هذه رومانسية كوميدية لوجدتى هذا الأمر ساحراً |
Görüyorsunuz ya, parmak emici hazretleri, bu size; ulusal bir şakaya dönüşmeden ya da sizi el üstünde tutan okuryazar insanların, parmak erotizmiyle yaptığın uzun ve süslü kariyeri okumadan önce Mellie Grant ile uzaktan yakından herhangi bir romantik ilişkiniz olmadığını söylemek için verilmiş altın bir fırsat. | Open Subtitles | وهذه، يا سيادة المنحرف فرصتك الذهبية لتنكر إنكارًا قاطعًا أي علاقة رومانسية تربطك |
Otelde güzel bir romantik akşam geçireceğiz diyorum. | Open Subtitles | أقول بأن نحظى بلليلة رومانسية لطيفة في فندق |
Biliyorum bu sadece aptal bir romantik roman ama unutamıyorum. | Open Subtitles | أعرف أنها مجرد رواية رومانسية غبيه لكن لا يمكنني نسيان الأمر |
Son ateşli sevgiliden bir romantik jest daha. | Open Subtitles | لمسةٌ أُخرى من الرومانسية من مسرحية "اخر العشاق" |
Marley, Puckerman ateşine tutuldu ve durumu vahim bir hale getirmek için bir romantik şahanelik daha yapmam lazım. | Open Subtitles | مارلي) مصابة... بحمى شريرة لـ(باكرمان)، وأنا أحتاج إلى تصرف إضافي واحد من الرومانسية الرائعة |