Sana üç yıllık bir sözleşme ve bugünden başlayarak yılda 25.000 dolar veriyorum. | Open Subtitles | أنا أعرض عليك عقداً لمدة ثلاث سنوات بقيمة عشرون ألف دولار سنوياً، بدءاً من اليوم |
Dostoyevsky Kumarbaz'ı yazdığında, yayımcısıyla bir sözleşme imzalamış. | Open Subtitles | اتعرف عندما كان دوستويفيسكى يلحن جامبلر وقع على عقد مع الناشر |
bir sözleşme yaparsam senin için yapacaktım! Bunu senin için yapıyorum! | Open Subtitles | ادركت اننى لو حصلت على عقد للتسجيل فسأعوضك , انا افعل هذا من أجلك |
bir sözleşme... bir sözleşmedir. | Open Subtitles | اهذا اتفاق بيننا ؟ اجل |
Asla yeni bir sözleşme alamayacağımız anlamına geliyordu. | Open Subtitles | ممّا يعني أننا لَن نحصل على تعاقد آخر |
Onu çalmış bile olsa, Myra bir sözleşme imzaladı. | Open Subtitles | حتى لو كنتُ قد سرقتها، فلقد وقّعت على على اتفاقية التوظيف |
4 milyon dolarlık bir sözleşme. Ana ortak bu miktarı karşılayamadı. | Open Subtitles | عقد ب 4 ملايين دولار لم يستطع حتى الشريك كسره |
Yani, hükümet, Gwynek'in arazisini nükleer atık alanına çevirmek istemiş, bu da kasabaya gayet iyi miktarda bir sözleşme kazandıracakmış ama Gwynek'ler geri çevirmişler. | Open Subtitles | حسناً ... الحكومه تريد تحويل ارض جايونك الي موقع تحفيظ من اجل النفايات النووية التي ستعطي البلد عقد كبير |
Bu insanlarla bir sözleşme imzaladın mı David? | Open Subtitles | هل وقعت عقدا مع هؤلاء الأشخاص يا دافيد ؟ |
Bu tamamen farklı bir sözleşme tipi, tek seferlik özel sözleşme. | Open Subtitles | إنه نوع مختلف جداً من العقود, إنه عقد واحد وكفى. |
Tahliyesinden önce, akıl hastanesinde ne kadar süre kalacağıyla ilgili ek bir sözleşme yaparız. | Open Subtitles | و نحنُ سنتفق على المدة التي تبقى بها في المصح قبل القيام بأي جلسة إستماع على اخراجها |
Sana üç yıllık bir sözleşme ve bugünden başlayarak yılda 25.000 dolar veriyorum. | Open Subtitles | أنا أعرض عليك عقداً لمدة ثلاث سنوات بقيمة عشرون ألف دولار سنوياً، بدءاً من اليوم |
Sana beş yıllık bir sözleşme vaat ediyoruz karşılığında beş dakikayı mı çok görüyorsun? | Open Subtitles | سنعطيك عقداً لخمس سنوات ونريد بالمقابل خمس دقائق منك |
Ebedi İlerleme Vakfı ile dün bir sözleşme imzalamış. | Open Subtitles | لقد وقع عقداً مع "مؤسسة فورإيفر فورورد" بالأمس |
Bankayla bir sözleşme imzaladınız, benimle değil. | Open Subtitles | انت قمت بالتوقيع على عقد مع المصرف وليس معي |
Ben size eski usta ile bir sözleşme imzalamak sağlayacaktır. | Open Subtitles | سأسمح لكم بتوقيع عقد مع أصحابكم السابقين. |
Annesi, oğluna bir sözleşme ayarlayacak şimdi! | Open Subtitles | لما كنت مضطرة لفعل هذا الأم سوف تحصل على عقد لابنها |
bir sözleşme... bir sözleşmedir. | Open Subtitles | اهذا اتفاق بيننا ؟ اجل |
Nasıl olur da yirmi küsür genç adam Pentagon'la büyük bir sözleşme yapabilir? | Open Subtitles | كيف لشابين في سن بضع وعشرين أن يحصلا على تعاقد تجاري مع الـ(بنتاغون)؟ |
Onu çalmış bile olsa, Myra bir sözleşme imzaladı. | Open Subtitles | حتى لو كنتُ قد سرقتها، فلقد وقّعت على على اتفاقية التوظيف |
4 milyon dolarlık bir sözleşme. Ana ortak bu miktarı karşılayamadı. | Open Subtitles | عقد ب 4 ملايين دولار لم يستطع حتى الشريك كسره |
Daha yeni, şehrin altyapısını yeniden tasarlamak için bir sözleşme imzaladım. | Open Subtitles | لقد حصلت للتو على عقد كبير للمساعدة بإعادة بناء البنى التحتية للمدينة " |
Bir televizyon kanalıyla bir sözleşme imzaladım. | Open Subtitles | لقد وقعت عقدا مع محطة تلفزيونية. |
Bu 1955 yılında imzaladığın bir sözleşme. | Open Subtitles | إنه عقد موقع من قبلك في عام 1955 |
Tahliyesinden önce, akıl hastanesinde ne kadar süre kalacağıyla ilgili ek bir sözleşme yaparız. | Open Subtitles | و نحنُ سنتفق على المدة التي تبقى بها في المصح قبل القيام بأي جلسة إستماع على اخراجها |