Hepsiyle yatış pozisyonuna geçmemiştik, ama Bir sürü fotoğraf çektirdim. | Open Subtitles | لم أتوافق مع معظمهن ولكنني حصلت على العديد من الصور |
Bu ailede hiçbir şeyi konuşmaya iznimiz olmadığımız için Bir sürü fotoğraf çekmek çok iyi oluyor. | Open Subtitles | كان أمر جيد إلتقاط العديد من الصور مع تلك العائلة، فنحن لم يعد مسموح لنا بالحديث عن أيّ شئ. |
İçinde Bir sürü fotoğraf var. Ama görmeniz gereken bir şey buldum. | Open Subtitles | بها العديد من الصور ولكنني وجدت شيئا عليكم رؤيته |
Ve geçen yıl Bir sürü fotoğraf çektim; çok az kişi bu fotoğraflarla ne yapacağımı biliyordu, ama Bir sürü fotoğraf çektim. | TED | ولقد التقطت الكثير من الصور العام الماضي قليل من الناس من عرف ما كنت أنوي أن أفعله لكني التقطت الكثير من الصور. |
Başka ne var? Bir sürü fotoğraf. Baksana, bu şişman bebek kim? | Open Subtitles | الكثير من الصور أوه,أنظري من هذا الطفل السمين؟ |
Bakabileceğimiz Bir sürü fotoğraf daha var. | Open Subtitles | وهناك الكثير من الصور نستطيع أن ننظر إليها |
Bir sürü fotoğraf çektiriyorsunuz. | Open Subtitles | لقد أخذت العديد من الصور |
Bir sürü fotoğraf çektim. | Open Subtitles | التقطت العديد من الصور |
Depodan onun çektiği Bir sürü fotoğraf buldum. | Open Subtitles | في المستوع وجدت الكثير من الصور الّتي إلتقطت بواسطته |
Aşağıda hâlâ asılı duran Bir sürü fotoğraf yani. | Open Subtitles | الأخرين ؟ - لازالت توجد الكثير من الصور هناك - |
Vay be, bu adam Bir sürü fotoğraf çekmiş. | Open Subtitles | يارجل، هذا الرجل إلتقط الكثير من الصور |
Onlar yalnızca fotoğraftır. Bir sürü fotoğraf. | Open Subtitles | انهم مجرد صور الكثير و الكثير من الصور |
Sen Bir sürü fotoğraf çekiyorsun. | Open Subtitles | تأخذين الكثير من الصور. |