Senin bir sahtekar olduğunu herkesten iyi bilen kimdi biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلم مَن عرف إنك محتال أكثر من أي شخص ؟ |
Şu uzun mesajların birini bırakıp onun bir sahtekar olduğunu ve yolcu gemisinde yazarlık dersi vermekten iki ay uzakta olduğunu söyledi. | Open Subtitles | تركت لي رسالة طويلة تقول فيها ذلك بأنه كان محتال وكان بعيداً لمدة شهرين من تعلمين الكتابة الماهرة من على سفينة بحرية |
Kitabı bu kişiden aldım ve okudum. Sonra düşündüm ki bu kişi söylediği kişi değil yani o bir sahtekar. | TED | ولذا حصلت الكتاب من هذا الشخص، وبدأت في قرائته، وأنا أفكر إن هذا الشخص ليس كما يقول فهو محتال. |
O zaman anlar senin aslında salağın teki için ona oynayan aceleci küçük bir sahtekar olduğunu ve terk eder seni tabii. | Open Subtitles | ثميعرفأنك... أنِك محتالة تتلاعب به فيهجرك، فهمت |
Çünkü buraya senin bir sahtekar yoksa bir canavar mı olduğunu öğrenmeye geldim. | Open Subtitles | لأنّي جئتُ إلى هُنا لأكتشف لو كنت مُجرّد مُحتال أو وحش. |
Bugün gördüğümüz adam da Pewterschmidt Endüstri'nin hisse bedelini yüksek tutmak ve insanların gerçeği bilmesini önlemek için yerine getirilen bir sahtekâr. | Open Subtitles | كان محتالاً أتي به لتبقى سعر أسهم صناعات "بيترشميدت" مرتفعة ولإبقاء الناس لعدم معرفة الحقيقية |
Ama diğer taraftan haklısın çünkü o gerçek bir sahtekâr. | Open Subtitles | لكن من ناحية أخرى أنت على حق ، لأنها زائفة حقيقية. |
Pentagon bilmemi istiyor ki senin gibi insanlar beni bir sahtekar gibi gösterebilir. | Open Subtitles | أن الأشخاص مثلك سيقومون بجعلي مثل المحتال |
- Tony bir yalanci! bir sahtekâr! | Open Subtitles | -إنّه كاذب، إنّه أفّاق ! |
Ben çok engelli insan gördüm, Ahbap. Ve bu herif bir sahtekar. | Open Subtitles | لقد رأيت الكثير من الإصابات في العمود الفقري، وهذا الرجل محتال |
Beraber çalıştığımız onca zaman çocuğun bir sahtekar olduğunu bildiğini düşünürsek bana bunları söylemek için bayağı cesur olman gerek. | Open Subtitles | لديك الكثير من الشجاعة لتقول هذا بينما كل الوقت الذي عملنا فيه معا كنت تعلم ان الفتى محتال |
Kaynayan zift nehrinde kapana kısılmış bir sahtekar. | Open Subtitles | على آلة الطهي. ـ محتال محاصر في بركة من القطران المغلي. |
Senin bir sahtekar olduğunu bildiğini, bunu geri almayacağını söyledi şimdi de işin içinde benim de olduğumu öğrendi ve yüzümü görmek istemiyor. | Open Subtitles | قالت انها تعرف انك محتال وانها لن تتراجع عن ما قالته والآن حيث انها اكتشفت اني جزءا من هذا لا تطيق رؤيتي |
Sanığın bir sahtekar olduğunu mu söylüyorsunuz? | Open Subtitles | هل تقولين أن المتهم مجرد محتال ؟ |
Belki de ben başka birisiyim kocanın dış görünüşüne sahip bir sahtekar. | Open Subtitles | أنا قد أكون شخص آخر محتال في مظهر زوجك |
Roger olayına sevindin, tabii! Adi bir sahtekar olduğunu kanıtladın. Aferin sana! | Open Subtitles | انت مسرور لأنك اثبتّ ان روجر مجرد محتال مُخادع, احسنت , |
Ben olduğumu düşündüğün her şeyim. bir sahtekar, hırsız, suçlu. | Open Subtitles | انا كل ما تظنيه بشأني محتال .. |
Bu kadın, bir sahtekar millet. | Open Subtitles | هذه المرأة محتالة, أيها الجميع |
bir sahtekar! | Open Subtitles | ـ الأكثر جمالاً ـ إنها... إنها محتالة |
Ve sonra bana hayatındaki her şeyi kaybettiğini söyledi sonra da bir sahtekar olduğunu. | Open Subtitles | وبعدَ ذلك أخبرني بأنهُ قد ،فقدَ كلّ من عزّ عليه بحياته .وبعدَ ذلك أخبرنيّ بأنهُ كان مُحتال |
Kimse onun bir sahtekâr olduğunu anlayamazdı. | Open Subtitles | . لا أحد سيعلم انه كان محتالاً |
Ama diğer taraftan haklısın çünkü o gerçek bir sahtekâr. | Open Subtitles | لكن من ناحية أخرى أنت على حق لأنها زائفة حقيقية .. |
İyi bir sahtekar, bu tepkileri nasıl lehine çevireceğini bilir. | Open Subtitles | المحتال الجيد يعلم كيف يستفيد من ذلك الوضع لصالحه |
- Tony bir yalancı! bir sahtekâr! | Open Subtitles | -إنّه كاذب، إنّه أفّاق ! |
Eğer onun bir sahtekar olduğunu kanıtlamamıza yardım etmezlerse onun yerine Bob Underhill'i öldürüp öldürmediğine bakarız. | Open Subtitles | إذا لم يُساعدونا لإثبات أنها نصابة سنبحث في أمر قتلها(بوب أندرهيل)بدلًا من ذلك |
- Neden fakültede bir sahtekâr isteyesin ki? | Open Subtitles | لماذا تريد محتالا كهذا في الكلية، على كل حال؟ |