Çünkü üstünde bir tür elektronik hale olan bir sandalye var burada. | Open Subtitles | لأنه هناك كرسي هنا ؟ مع نوع من هاله ألكترونيه تغطيه |
- Oturma odasında bir sandalye var. - Tamam. | Open Subtitles | هناك كرسي في غرفة المعيشة يا حبيبي |
Beklemek istersen, dışarıda koridorda bir sandalye var. | Open Subtitles | هناك كرسي في المدخل إن كنت تريد الجلوس |
Biliyor musun, sen- - evet, orada senin için bir sandalye var. | Open Subtitles | كما تعلمين , يمكنكِ الجلوس هناك هناك مقعد لكِ |
Başarılı ya da değil, şöyle bir gerçek var ki kurulda boş bir sandalye var. | Open Subtitles | ناجحة أو لا ...الحقيقة تبقى أن هناك مقعد مفتوح في مجلسك |
Hey, bak. Ethan'ının yanında boş bir sandalye var. | Open Subtitles | أنظري، هناك مقعد فارغ بجانب (إيثان). |
Burada bir sandalye var. İşlevsel. | Open Subtitles | هناك كرسي,عملي المدرسة؟ |
- Yanımda boş bir sandalye var. | Open Subtitles | هناك كرسي فارغ بجانبي |
Anita, bizimle oturabilirsin. Burada boş bir sandalye var. | Open Subtitles | (أنيتا) يمكنكِ الجلوس معنا هناك كرسي فارغ |
Solunda bir sandalye var. | Open Subtitles | هناك كرسي علي يسارك |
Tam arkanda bir sandalye var. | Open Subtitles | هناك كرسي خلفك تماماً. |