Sorun yok. bir satıcı ve hizmetlisi yollarda, kimse şüphe etmez. | Open Subtitles | لا تقلق ، بائع و خادمه على الطريق لن يشك أحد |
Dikkat edin, dördüncü seviye bir satıcı, güven seviyesi altı. | TED | لاحظوا أنه بائع مستوى 4، يملك مستوى ثقة 6. |
Onu yazmak için iki yıl harcadım ve bir satıcı olmak istemiyorum... Ama satmanıza gerek yok. | Open Subtitles | قضيت عامين وانا أكتبها ,لا أريد أن أكون بائع. |
Çok iyi bir satıcı olmamın sebeplerinden bir tanesi asla tutamayacağım sözler vermememdi. | Open Subtitles | واحد من الأسباب أنني كنت رجل مبيعات ناجح هي أنني لم أعطِ وعدا لاأستطيع الوفاء به |
Babasının Tourette Sendromlu Norveçli bir satıcı olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلت أن أباه كان رجل مبيعات متجول من النرويج مع عائلة التوريت |
Bilmenizi isterim ki ben sadece bir satıcı değilim. | Open Subtitles | اريدكم ان تعلموا انني لست رجل مبيعات فقط |
Herkesi çağır, Burada satış ayarlayan yeni bir satıcı hakkında tüyo aldım. | Open Subtitles | قم بأحضار الجميع ، لدينا معلومة عن موزع مخدرات جديد ربما سيقوم بالبيع هنا |
Serseri bir satıcı çaldılar, ve seni "insan diyeti" olarak yolladılar. | Open Subtitles | أختطفوا بائع عديم الفائده ثم أعادوك بـ " الحميه الانسانيه "ـ |
Serseri bir satıcı çaldılar, ve seni "insan diyeti" olarak yolladılar. | Open Subtitles | أختطفوا بائع عديم الفائده ثم أعادوك بـ " الحميه الانسانيه "ـ |
Seyyar bir satıcı ve özel okullu sosyete güzeli öldü. | Open Subtitles | . بائع جوّال ميت وإجتماعية مدرسة تمهيديةِ |
Bunlar okulun yemek listesinde yer almıyorlar. Yabancı bir satıcı aracılığıyla getiriliyorlar. | Open Subtitles | انهم ليسوا جزء من قائمة المدرسة انهم مسموح بهم من خلال بائع خارجي |
Üstündeki bu kadarsa sefil bir satıcı olmalısın. | Open Subtitles | يبدو أنك بائع يائس إذا كان هذا كل مالديك |
bir satıcı az fiyat verdiğinizi düşündüğünde ne olur? | Open Subtitles | ما الذي يحدث حينما يعتقد بائع أنّه يتمّ بخس ثمن مُجوهراته؟ |
Oldukça başarılı bir satıcı. | Open Subtitles | أنا رجل مبيعات قد قام بأعمال جيدة حتى الآن |
İyi bir satıcı olmaya başladın, hakkını vermeliyim, Vin. | Open Subtitles | انت تسعى لتكون رجل مبيعات جيد ساعطيك هذا ,فين |
İnsanları kazanmak için, içinden açgözlülük fışkıran halktan biri gibi görünen bir satıcı lazım bana. | Open Subtitles | لكسب ثقة الناس، فأنا أحتاج رجل مبيعات ذو وجه شعبي يخفي الجشع المتدفق |
Ama o... bir satıcı. Olduğu şey bu. | Open Subtitles | لكنه رجل مبيعات هذا ما هو عليه |
Bu sıradan bir satıcı değil. | Open Subtitles | هذا ليس رجل مبيعات عادى |
Ama o bir satıcı. | Open Subtitles | لكنه رجل مبيعات |
Isaiah, Yani Terry Isaiah büyük bir satıcı. | Open Subtitles | أيزياه ، أي تيري أيزياه موزع مخدرات كبير |
Ne yazık ki, New York bölgesinde adı 6 olan tek bir satıcı yok. | Open Subtitles | لسوء الحظ, ما من موزع مخدرات واحد في منطقة نيويورك يبدو أنه يستخدم الاسم "6" |