Bazıları bir seans sonrası semptomlarında bir gelişme fark eder, diğerlerinin ise tepki vermesi daha uzun sürer. | TED | والبعض منهم يلاحظ تحسّناً بالأعراض بعد جلسة واحدة فقط، بينما يحتاج آخرون لفترة أطول حتى يستجيبوا للعلاج. |
polis prensiplerine göre, bir birimin amiri öldürüldüğünde, birimdeki herkes danışmanla bir seans görüşmek zorundadır. | Open Subtitles | -وفقاً لسياسة المارشالات ، عندما يقتل نائباً، كلّ عضو في وحدته يجب أن يُجري جلسة واحدة لإستشارة الحزن. |
Tek bir seans ya da daha fazla olabilir. | Open Subtitles | سواء فعلناها في جلسة واحدة او اكثر |
Onları son bir seans için buraya getirdik sorunu düzeltmek için. | Open Subtitles | لقد أعدناهم لجلسة أخيرة لتصحيح المُشكلة. |
Gecenin bir yarısında acil bir seans için e-posta atmanın sebebi şu "her zamanki sorunlar" olabilir mi? | Open Subtitles | أيمكنني تخمين أنّك أرسلت لي بريد إلكتروني في منتصف الليل، لجلسة طارئة بسبب مشاكل تتعلق بالحديقة؟ |
bir seans yapabiliriz ya da bir Quija tahtan varsa büyü falan yapabiliriz. | Open Subtitles | بامكاننا الحصول على جلسة استحضار ارواح أو إذا حصلت على لوحة أويجا بامكاننا ان نصبح ودّونيين |
Düşünüyordum da biraz mum al ve perdeleri kapatıp kendi kendine küçük bir seans yap. | Open Subtitles | إجلب بعض الشموع أغلق الستائر إجري بنفسك جلسة استحضار أرواح |
Üç gece önce bir seans yaptığınızı söylemiştiniz. | Open Subtitles | قلت أن جلسة تحضير أرواح حدثت منذ ثلاث ليالي مضت |
bir seans. Aslında seansı tamamlayamadan oradan ayrıldım. | Open Subtitles | جلسة واحدة و لم تكملها حتى |
Haftada bir seans mı? | Open Subtitles | جلسة واحدة في الأسبوع؟ |
bir seans daha gel. | Open Subtitles | أنظر, إمنحني جلسة واحدة |
- Sadece bir seans mı kaldı? | Open Subtitles | جلسة واحدة فحسب، حقاً؟ |
- Sadece bir seans mı kaldı? | Open Subtitles | جلسة واحدة فحسب، حقاً؟ |
Belki şu iyi doktorla bir seans ayarlayıp üzerinde biraz ters psikoloji denesem iyi olacak. | Open Subtitles | "لعله من الأجدر لي أن أحدّد موعداً لجلسة مع الطبيب البارع وتجربة الطب النفسي العكسي" |
Baban ve senin bulunacağın bir seans için hazırlık yapmam gerekir. | Open Subtitles | أحتاج وقتاً كي أحضر لجلسة لك و لوالدك |
Harvey, acil bir seans için günümü sana ayırmamı istedin ve bende ayırdım. | Open Subtitles | (هارفي), لقد طلبت مني ان ألغي مواعيد اليوم لجلسة طارئة, و قد فعلت |
Judith ile bir süreliğine uzaklaşabiliriz bu yüzden son bir seans yapmak istedim. | Open Subtitles | انا و " جوديث " قد نغيب لفترة لذا انا فقط اردت الحصول على جلسة اخيرة |
bir seans daha gelecek misin? | Open Subtitles | هل سأحصل على جلسة أخرى؟ |
Sadece basit bir seans yapacağız. | Open Subtitles | جلسة استحضار أرواح بسيطة. |
Aslında, ne gereken bir seans olduğunu. | Open Subtitles | فى الحقيقة ما يحتاجونه هو جلسة تحضير أرواح |
Evet, burda kal. El ele tutuşalım ve bir seans yapalım. | Open Subtitles | نعم، نتجمع سوياً بأيدي متشابكة و نعقد جلسة تحضير أرواح |