-Bu bir servet değerinde olmalı. | Open Subtitles | . أَبّي ، هذه الأشياء لابد أَنْها تساوي ثروة |
Biliyorsun, siber-teknolojinin kendisi bile küçük bir servet değerinde. | Open Subtitles | أوتعرف ، كلّ تلك التقنية المعلوماتية تساوي ثروة لا بأس بها |
Ayrıştırılmamış şu hali bile bir servet değerinde. | Open Subtitles | نحن حرقناه من قبل في النار ولكن تلك الكومة تساوي ثروة |
Hatta çoğu kişi için bir servet değerinde. | Open Subtitles | وبالنسبة لمعظم الناس تكلفة باهظة. |
Onu alamazsınız. O şey bir servet değerinde. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تأخذ هذا إنه يساوي ثروة |
Hasarsız hali, küçük bir servet değerinde. | Open Subtitles | لم يصب بأذى, الأمر يستحق ثروة صغيرة. |
bir servet değerinde olacağını düşündüm. | Open Subtitles | حسناً، فكرت من أنها قد تساوي ثروة |
Tom, bu kasetler bir servet değerinde. | Open Subtitles | توم، هذه الأشرطةِ تساوي ثروة. |
Bu dilekler bir servet değerinde. | Open Subtitles | فتلك الأمنيات تساوي ثروة |
Bu sepette her biri küçük bir servet değerinde tam 12 tane Faberge yumurtası var. | Open Subtitles | هناك 12 بيضة (فابروجيه) بتلك الخزانة وكل واحدة تساوي ثروة صغيرة |
Hepsi bir servet değerinde. | Open Subtitles | إنها تساوي ثروة |
Ama bu tablo, ıım, küçük bir servet değerinde. | Open Subtitles | لكن هذه اللوحة تساوي ثروة |
Bu alet bir servet değerinde. | Open Subtitles | هذة الآلة تساوي ثروة |
Bu sandalyeler bir servet değerinde. | Open Subtitles | هذه الكراسي تساوي ثروة. |
Dur, o bir servet değerinde. | Open Subtitles | إنتظر ! انها تساوي ثروة. |
Hatta çoğu kişi için bir servet değerinde. | Open Subtitles | وبالنسبة لمعظم الناس تكلفة باهظة. |
- Bu ev bir servet değerinde olmalı. | Open Subtitles | لابد من أن هذا المنزل يساوي ثروة. |
- Siktir! bir servet değerinde olmalı. | Open Subtitles | لا بد أنه يساوي ثروة |
bir servet değerinde olmalı. | Open Subtitles | يجب أن يكون ا يساوي ثروة! |
Bu bir servet değerinde olduğunu! | Open Subtitles | هذا يستحق ثروة! |